Metalden yapılmış veya metal içeren bir nesneyle karşılaştığınızda bilin ki büyük ihtimalle bir alaşımla karşı karşıyasınız. Az bilinen bir gerçek olsa da, alaşımlar günlük hayatımızı konforlu hale getirmede büyük rol oynuyor. Alaşımlar, elementlerinden en az birinin metal olduğu kimyasal element karışımları. Su ve benzeri moleküllerde bulunan atomların aksine, genellikle kimyasal olarak birbirine bağlanmıyorlar. Bağlanmak yerine sadece yan yana atomlarını bu şekilde duruyorlar. Metal karıştırmak için bileşenlerden en az birini çok yüksek sıcaklıklarda eritmek gerekiyor. Yani alaşımların yapılması oldukça zor ama bu çabaya değiyor. İki metali birbirine karıştırmak, o metallerin yeteneklerini büyük ölçüde geliştirebiliyor.
Saf metallerin çoğu oldukça yumuşak. Onları oluşturan atom katmanları kolayca birbirinin üstüne kayabiliyor. Bu yüzden de çekiç, bıçak gibi dayanıklı aletlerde kullanıma uygun değiller. Oysa farklı boyutlardaki atomlar birbirine karışınca küçük atomlar büyüklerin üstüne çıkmakta zorlanıyor. Bu da kaymayı durdurabiliyor. Küçük atomlar büyük atomların arasındaki boşluklara yerleşerek “arayer” alaşımlarını oluşturuyor. Bazen de atom boyutları benzer olan elementler birbiriyle karıştırılıyor ve elementlerden birinin atomları diğerininkilerle yer değiştiriyor. Bunlara “yerine geçimli” alaşımlar deniyor. Günümüzde bilinen birçok yararlı alaşım var ama hâlâ keşfedilmeyi bekleyenler olabilir. Periyodik tabloda 80ʻden fazla metal var. Metal olmayanları da karışıma ekleme imkânı düşünülünce olasılıklar çok!
Kaynak: How It Works