Ne Yaptı: Modern fiziğin doğuşuna öncülük etti: Uzay-zamanın sırlarını keşfedip kütle-çekiminin nasıl çalıştığını buldu.
Ödülleri: 1 Nobel Ödülü, 5 Madalya, Time Dergisi ” Yüzyılın İnsanı”(1999)
Uzmanlık Alanları: Fizik, Matematik, Felsefe
Hangi Dahilerden Etkilendi?
• Baruch Spinoza
• Kopernik
Öne Çıkan Nitelikleri
Hümanist, sosyalist, insan hakları savunucusu, müzisyen. Hoş mizacıyla çevresindeki herkesi etkiler, son derece mütevazı bir yaşam sürdürmekten zevk alır, insanlarla ilişkilerinde muzip bir tavır takınırdı.
Günlük Yaşamı
Güne sabah 09.00’da kahvaltıyla başlayıp bir yandan gazetesini okur, 10.30’da yola çıkar ve 11.00’de Princeton Üniversitesi’ndeki ofisinde olurdu. Öğlen yemeğinden sonra eve dönüyor, biraz şekerleme yapıp çayını içtikten sonra çalışmalarına evden devam ediyordu. Aksam 18.30’da yemeğe oturur, yemekten sonra mektuplarını okuyup biraz daha çalışır ve günü sonlandırırdı. Öğleden sonra hemen çalışmak yerine bahçesinde vakit geçirmeyi tercih ediyordu.
Uyku ve Beslenme
Uykuya düşkün ve vejetaryen biriydi. Düzenli olarak her gece 10 saat uyur, ek olarak günün belli saatlerinde şekerleme yapmayı ihmal etmez, sağlıklı beslenirdi. Şekerlemelerinin çok uzun sürmemesi için koltuğunda uyuklarken eline bir yemek kaşığı alır, altına da metal bir tabak koyar ve bir süre sonra kolu aşağıya doğru kayıp kaşık tabağa çarpınca çıkan sesle uyanır, güne kaldığı yerden devam ederdi.
Spagettiyi çok seven Einstein’ın, genelde sağlıklı yaşıyor olsa da pipo içmeye düşkün olduğu, çevresinde bir duman bulutuyla gezdiği biliniyor. Piponun kendisini dingin bir zihin yapısına sokup, insanlara objektif yaklaşmasına yardımcı olduğunu söylüyordu. Ama o zamanlarda tütünün sağlığa zararlı olduğu henüz keşfedilmemişti.
Fiziksel Aktiviteler
Yüzme, yürüyüş, yelken ve bisiklet en sevdiği aktivitelerdendi. Zihnini rahatlatıp yaratıcı süreçleri ortaya çıkarmak için doğa yürüyüşleri yapmayı tercih ediyordu. Ayrıca Princeton yıllarında fırsat buldukça yüzer, ofisine de bisikletle ya da yürüyerek gitmeyi tercih ederdi.
Einstein için yelken de müzik gibi rahatlatıcı, zihin açıcı ve kendisini yaratıcı fikirler üretmeye götüren bir aktiviteydi. Yelkenli teknesiyle açıldığında yalnız olmayı seviyor, not defterlerini yanına alıp aklına gelen fikirleri hemen yazıya döküyordu.
Tuhaf Alışkanlıkları
Kıyafetlerine özen göstermez, saçlarını taramayı ve çorap giymeyi sevmez, rahat hissedebileceği şekilde giyinirdi. Ergenlik döneminden itibaren çorap giymemeyi alışkınlık haline getirdi. Kuzenine yazdığı bir mektupta; “Gençliğimde giyerdim. Ama başparmağım hep çorabı delip dışarı çıkardı. Sonunda vazgeçtim” diyordu. Beyaz Saray’da katıldığı davette bile çorap giymedi.
Dönüm Noktası
5 yaşındayken, babası ona cebinden çıkardığı bir pusula göstermiş ve deyim yerindeyse bir anda dünyası değişmişti. Büyülenmiş bir şekilde pusulanın nasıl çalıştığına bakarken bilimsel anlamda ilk adımı atıp iğneyi hareket ettiren gücün ne olduğunu anlayabilmek için sorular sormaya başladı.
Müziğin Hayatındaki Yeri
Annesi bir piyanist olduğundan çocukluğundan itibaren müzikle iç içeydi. 6 yaşında keman çalmaya başladı. İlk zamanlarda keman çalmak yerine iskambil kağıtlarından kule yapmayı tercih ediyordu (bunda da çok başarılıydı). Fakat 13 yaşındayken, ilk kez Mozart dinlediğinde her şey değişti. Müzik onun için bir tutkuya dönüştü. Zihinsel süreçlerinde tıkanıklık yaşadığını fark ettiğinde eline kemanını alır, zihnini müziğin gücüne bırakırdı.
Kaynak: Popular Science