Antik Mısır’da Ölüm

Müreffeh bir medeniyete ev sahipliği yapan Antik Mısır’da, gerçek yaşamın mezarın ötesindeki topraklarda olduğuna inanılıyordu. Doğu Çölü’nün yakıcı kumlarının altında, dünyanın bugüne kadar gördüğü en büyük medeniyetlerden biri yatıyor. M.Ö. üçüncü ve birinci yüzyıllarda Nil Nehri‘nin kıyıları boyunca serpilen Antik Mısır, kuzeyde şimdinin Suriye’sinden güneyde Kuzey Sudan’daki Nübye’ye kadar uzanan bir imparatorluktu.

Bu imparatorluğun insanları, zengin yaşamlar sürdüler. Bereketli topraklar, antik dünyanın en gelişmiş tarım tekniklerinden bazılarını kullanan müreffeh bir tarım toplumunu ortaya çıkardı. Yapı projeleri benzersizdi. Yüksek tapınaklar ve heybetli piramitlerle Mısır’ın gök kubbesini sonsuza dek değiştirdiler. Ordularını mağlup etmek imkansızdı, bilimsel çalışmaları devrim niteliğindeydi ve sanatları Rönesans’ın ustalarına model olmuştu.

Tüm bunlara rağmen, Mısırlılar gerçek yaşama ölümde kavuşacaklarına inanıyordu. Ölümden sonraki yaşama dair sarsılmaz bir inanç besleseler de bu yaşam herkes için garanti edilmiş değildi. Ölünün ruhu, Yargılama Odası’na varana değin, önce tehlikeli bir yeraltı yolculuğuna yelken açmalı; tanrılarla, canavarlarla ve bekçilerle savaşmalıydı. Bu odada, ölümden sonraki yaşama layık olduğuna hükmedecek 42 kutsal yargıcın karşısına çıkardı. Başarılı olursa, Kalbin Tartılması törenine geçebilirdi. Tüm iyi ve kötü eylemlerini içeren kalbi, tanrıça Maat’ın tüyüne karşı tartılırdı. Kalp, tüyden ağır gelirse Ammit adındaki timsah başlı canavara atılır ve ölünün ruhu karanlığa savrulurdu. Terazi dengede ise ruh, dünyadaki yaşamın ilahi bir yansıması olan Kamış Tarlaları’na yol alırdı.

Öldüklerinde boy ölçüşecekleri çok fazla zorluk olduğundan, Antik Mısırlılar tüm yaşamlarını ölüme hazırlanarak geçirirlerdi. Günah işlemekten kaçınmanın yanı sıra, cenaze töreniyle ilgili nesneler satın alır, tabutlar sipariş eder ve yaşadıkları evlere kıyasla çok daha özenle hazırlanmış mezarlar inşa ederlerdi. Fakat, bizzat bedenin ölümden sonraki yaşama hazırlanması, Antik Mısır’da ölüme dair asıl ve ebedi merakımızın merkezini oluşturuyor.

Kaynak: All About History

İlginizi Çekebilir: Mumyalama

Yorum yapın