Ay’ın Bileşimi

Güneş Sistemi‘nin en büyük beşinci uydusu ve en yakın komşumuz olan Ay‘ın bileşimi, büyük oranda kayadan oluşuyor. Dünya‘ya çok benzeyen Ay‘ın da bir çekirdeği, mantosu ve kabuğu var fakat jeolojik etkinliği şu an sona ermiş durumda.

Ay‘ın merkezinde , çapının kabaca % 20’sini oluşturan, demir bakımından zengin bir çekirdek bulunuyor. Demir çekirdeğin etrafını saran kısmen erimiş bir bölge, sonra da erimiş çekirdek katmanıyla Ay‘ın kabuğu arasında uzanan, muhtemelen olivin ya da piroksen gibi minerallerden oluşmuş bir manto var.

Ay 2

Ay‘ın kabuğunun kalınlığı 70-150 km arasında değişiyor ve bileşiminin oksijen, silikon, magnezyum, demir, kalsiyum ve alüminyum içerdiği gözlemlendi. Aynı zamanda küçük miktarda titanyum, uranyum, toryum, potasyum ve hidrojen barındırıyor.

Tüm bu elementler Ay‘ın, Dünya‘dan hepimizin görebildiği yüzeyini oluşturuyor. Bu çarpıcı yüzeyde içi bir zamanlar lavla dolu olan çarpma havzaları, koyu renkli Maria (Latince “denizler” demek) bulunuyor.

Ay yüzeyine yayılmış volkanlar bir zamanlar aktifti ama şimdi hepsi de milyonlarca yıldır hiç patlamamış ve sönmüş durumda. Yüzeydeki tek yenilik asteroid çarpmasıyla oluyor ve Dünya‘dan görülebilen çok sayıda çarpma kraterinin sorumlusu da bu.

Galileo Uzay Araci Jupiter
Galileo Uzay Aracı

NASA‘nın Galileo uzay aracı Jüpiter‘e giderken üzerindeki Katı Hal Görüntüleme (SSI) aygıtıyla Ay‘ın kuzey yarım küresini görüntüledi. SSI, görünür ile yakın kızılötesi ışık aralığındaki farklı dalga boylarında görüntü yakalayabiliyor. Her bir dalga boyu farklı bir bileşime ve renge karşılık düşüyor; bu da görevdeki bilim insanlarının Ay yüzeyindeki farklı bileşimleri saptamasını sağlıyor.

Kaynak: How It Works

Yorum yapın