Babil Uygarlığı(MÖ 1900- MÖ 539)

Kim derdi ki günümüz fırat nehrinin kavruk kıyılarında astronomlar yetiştiren, asma bahçeleriyle rakiplerini büyüleyen bir uygarlık yükselecek? Babil’den bahsediyoruz. Bereketli Hilal’in gözdesi.

Mezopotamya tarihi ufak kasabaların koca krallıklara dönüşmesinin hikayesidir. büyük Akad komutanı Sargon (MÖ 2350), Sümer şehirlerinin hakimi olmaya başladığında ufak bir kasaba olan Babil’in payına da göçebe Amoritlerini  göçü düşmüştü.

Amorit Hanedanlığı döneminde Babil kasabası büyük gelişme göstererek şehirleşti. Fırat nehrinin iki yakasına kurulmuş verimli ova, şef Sumu-abum’un (MÖ 1894) Kazallu’dan resmi olarak ayrılmasıyla artık bağımsız bir şehir devlet görünümündedir.

AkadSümer mücadelesinin kazananı Akadlar olurken, Babil tüm güney Mezopotamya‘nın başkenti olma fırsatını yakalıyordu. Artık politik güç kuzeydeki Akad şehirlerinden Babillerin fethettiği yeni coğrafyaya doğru kayıyordu.

Sami halklardan olan Babiller, göçebelikten yerleşik hayata geçerek hızlı Mezopotamya kültürünü benimsedi. Devletleşme yolunda tapınak dili olan Sümerceye önem verdiler. Akad ve Sümer icatlararını hızla devraldılar ve geliştirme yoluna gittiler. Mezopotamya halklarının sulama tekniklerindeki üstün başarısı tüm coğrafyada yaygınlaştırıldı. Efsanevi Kral Hammurabi ülkesinin yönetimini devraldığında ise uygulamaları Babil’e tüm Mezopotamya’nın yenilmez gücü haline getirmişti.

Babillerde İnanç ve Teknik Gelişmeler 

Sümer ve Akad etkisi Babil ruhban sınıfının gelişimini desteklemişti. Çünkü baş tanrı Marduk’un adını yüceltmek için geçmiş bilgelerden yararlanmak gerekirdi. Dönemin bilim insanları olarak düşünülebilecek bu sınıf, tanrının yurdunun bekçileri olarak devleti düzenleyen topluluktu. Babil panteonunda 65.000’e yakın tanrı bulunurdu. Sümer tanrıları Larsa-Şamaş örneğinde olduğu gibi Babilleşmiştir. Kral ise tanrının şehrinde bir vekildir. Her şey tanrıların adına gerçekleştirilir.

Babil, tıbbi gelişmeler konusunda çağının çok ilerisindeydi. Dilbilgisini sistemleştirdiler ve Yunanlara fizik, felsefe ve matematiğin temellerini öğrettiler.

Kral Hammurabi’nin (ölümü MÖ 1750) 43 yıllık hükümdarlığı Babillere altın çağını yaşattı. Öldüğünde ülkesinin sınırları güney Mezopotamya’yı aşarak Sümer ve Kuzey Asur topraklarına ulaşmıştı. Tüm şehirler surlarla kaplandı. Refah tüm Babil şehirlerindeydi. Arpaya endekslenen pazar fiyatları kıtlığı önlüyordu.

Her ne kadar alt sınıf vatandaşlar takas sistemini sürdürse de tapınakların ekonomik sürekliliği bu sayede sağlanmış oluyordu. Bürokrasiyi geliştiren Hammurabi, sınır hatlarında bulunan ufak kabileleri disipline edebilme imkanı buldu. Uzakları yönetmek için memurlar atadı. Koyduğu yasalarla tebaasını tanrı adına kontrol etmek istedi.

Asurlara karşı direnişiyle II. Nebukadnezar (M.Ö 604-532), Babil topraklarını ele geçirdi. Yeni Keldani İmparatorluğu bu şekilde kurulmuş oldu. Yüksek tarımsal üretimin yanı sıra bu dönemde Basra Körfezi’ne kadarki ticaret yolları tamamen Babil’in emrindeydi.

Babil şehirlerine akan zenginlik Nebukadnezar’ın heybetli yapıları yaptırmasına imkan sağladı. MÖ 539 yılına gelindiğinde ise Büyük Kiros’un Babil’i fethi devletin sonu oldu. Babil toprakları artık Pers imparatorluğu’na hizmet etmektedir. Ancan bunca talana rağmen Babil şehirleri 200 yıl daha heybetini sürdürmeyi bilmiştir.

Babil’in Asma Bahçeleri

babilin asma bahceleri
Babil asma bahçeleri

Asurlar ve Babiller sürekli savaşan iki uygarlık olarak etkileyici yapılarıyla da yarışa girmişlerdir. Nabukadnezar’ın İştar kapısı’nı yenilemesi ve Babil Asma bahçelerini inşa ettirmesi buna örnektir.

Dünyanın 7 harikasından biri olan bahçelerin kralın eşi için yaptırdığı bilinmektedir. Aslen Medialı olan Kraliçe Amytis‘in sıla hasreti çekmesi üzerine Nebukadnezar tarafından yaptırılır. Bahçe taraçalardan yüzlerce salkımın sarktığı sulak bir tepedir. Babil’in asma bahçeleri Semavi Dinlere de konu olmuştur.

Kaynak: Büyük İnsanlık Tarihi Dergisi vol:1

Yorum yapın