Bukalemun Teorisi

Bir grup bilim insanı Albert Einstein‘ın genel görelilik teorisine alternatif olarak geliştirdikleri bir teoriyi test etmek için evrenin bir bilgisayar simülasyonunu hazırladı. Araştırmaları sonucunda Samanyolu’na benzeyen, farklı çekim kanunlarına sahip galaksilerin evrende hala oluşabileceği ortaya çıktı. Bu da kütle çekim kuvvetini açıklamak için kullanılacak tek teorinin görelilik kuramı olmadığını gösteriyor.

İngiltere’deki Durham Üniversitesinden fizikçiler yarattıkları bilgisayar simülasyonunda kütle çekim için “f(R) kütle çekimi” adı verilen yeni bir model kullandılar. “Bukalemun Teorisi” adı verilen bu yeni ve alternatif model, kütle çekimin davranışını içinde bulunulan ortama göre değiştiriyor. Simülasyonlar bu modelin aktif olduğu şartlarda hala yeni galaksilerin oluşabildiğini gösterdi.

Durham Üniversitesinde Computational Cosmology bölümünden fizikçi Baojiu Li “aralarında Bukalemun Teorisi’nin de bulunduğu farklı kütle çekim teorileri bir süredir bilim insanları tarafından araştırılıyor” diyor. “Ancak daha önce gerçekleştirilen çalışmaların çoğu kritik bir basitleştirme, evrenin sadece karanlık madde içerdiği şeklinde bir varsayım ile başlıyor.”

Kozmolojide yanıtlanamayan en büyük sorulardan biri evrenin neden genişlemekte olduğu. Şimdiye kadar geliştirilen modellerde bu soruyu yanıtlamak için karanlık enerji adı verilen, bilinmeyen bir kaynak kullanılıyordu. Teorik olarak genel görelilik evrenin genişlemesinin nedenini açıklayabiliyor, ancak bunu yaparken işin içine hala varlığı kanıtlanamamış olan karanlık maddeyi katıyor. Bilim insanları evrenin yüzde 68 karanlık enerjiden oluştuğuna inanıyor. Karanlık maddenin oranı yüzde 27, bildiğimiz normal maddenin orası ise sadece yüzde 5.

Li “Karanlık enerji hakkında çok az şey bildiğimiz için kozmolojik sabit yerine geçecek, kütle çekim kanunlarını modifiye ederek evrenin neden genişlediğini açıklayacak bir alternatif, örneğin f(R)- çekim gücü düşünülüyor” diyor.

Araştırmada modifiye edilmiş kütle çekimin uzaya ısı ve madde yayan ve yıldızları oluşturmak için gerekli olan gazların üremesini sağlayan süper kütleli kara delikler üzerindeki etkisi de modellendi. Kara deliklerden salınan enerji aynı zamanda galaksilerin merkezindeki çekirdeği de besliyor, bu yüzden galaksi oluşumunda da anahtar rolü oynuyor.

Kaynak: How It Works

Yorum yapın