ABD ile SSCB arasında 1955’te başlayan meşhur Uzay Yarışı döneminde NASA‘nın uçuş yörüngelerini, itme gücünü ve roket dinamiklerini hesaplamak için işe aldığı “insan bilgisayarlar” vardı. Onlardan biri de 1967’de saflara katılan Christine Darden’dı. Sekiz yıl sonra Darden, matematiksel becerilerini mühendislik alanına uygulamaya girişti ve NASAʼnın Langley Araştırma Merkezi’ndeki çok az kadın mühendisten biri oldu.
Darden o sırada farkında değildi ama ilk görevi çığır açan bir görev olacaktı. Darden, sonik patlama minimizasyonunu inceleyen bir projede görevlendirilmişti. O sıralarda modern bilgisayarlar yeni kullanılmaya başlanmıştı. Bu sayede Darden, matematik becerilerini de kullanarak, sonik patlamaların etkilerini hesaplayan bilgisayar programları geliştirdi. Proje üzerinde tam zamanlı çalışırken bir yandan da Virginia’daki George Washington Üniversitesi’nde matematik ve mühendislik bilimleri alanında doktora yapıyordu. Tezinde, NASA‘daki çalışmalarından da faydalanarak süpersonik (sesten hızlı) yolcu uçaklarının çevresel etkilerini inceledi. Uçak gibi bir nesne sesten daha hızlı hareket ederse yerde “ses patlaması” şeklinde duyulan basınçlı hava dalgaları yaratır. Bu patlamalar o kadar şiddetli olabilir ki altlarındaki yapılara zarar verebilir ve hatta camı parçalayabilir.
Süpersonik taşıtların risklerini değerlendirmek isteyen NASA ekipleri, rüzgâr tünelleri kullanarak patlamaları taklit ediyordu. Darden ise patlamaların etkilerini hesaplayan bir bilgisayar programı geliştirmeye koyuldu. Darden’ın verileriyle model deneyleri karşılaştırılınca ikisinin aynı sonuçları verdiği görüldü ama Darden’ın yöntemi model simülasyonu oluşturmaktan daha ucuz ve daha verimliydi. Ne yazık ki NASA, süpersonik yolcu uçağı projesini durdurdu ama Darden’ın çalışmaları boşa gitmedi. Çalışmalarının askeri uçaklarda faydalı olabileceğini fark eden Durden, ses patlaması araştırmalarını tamamlayarak 1983’te mühendislik doktorasını verdi.
Kaynak: How It Works