Copernicus Krateri (Ay)

Televizyonda izlemiş olabileceğiniz Ay belgesellerinde genelde kraterlerin oluşumunu içi un dolu bir kaba taş atarak gösterirler. Ay‘daki yüzbinlerce krater arasında bir tanesi aynen bu gösteri sonucu oluşan krater gibi görünüyor. Derin, keskin kenarları olan bir çukur ve etrafına dağılmış döküntüler. Copernicus tipik bir Ay krateri: Ay üzerinde karanlık bir tabanı olan büyük bir delik, yüksek kenarlar ve etrafına saçılmış kaya parçaları.

Ay‘ın imparatoru olarak adlandırılması tesadüf değil, zira teleskop ile bakıldığında göz kamaştırıyor. Bu yüzden Ay gözlemcileri ona sık sık bakarlar. Ay‘ın tarihine baktığımızda Copernicus’un genç bir krater olduğunu görürüz. 800 milyon – 1 milyar yıl önce oluştuğu tahmin ediliyor. O sırada Dünya‘daki en gelişmiş yaşam formları okyanuslarda yüzen köpük tabakalarına benziyordu.

Ay‘a bir gün çok büyük bir asteroit çarptı ve bu çarpmanın etkisi ile Fırtına Okyanusu olarak adlandırılan bölgede dev bir krater oluştu. Kraterin derinliği 4 kilometreyi buluyor. Genişliği ise 93 kilometre civarında. Asteroit çarptığında dışarıya birçok parçalanmış kaya parçası fırlattı. Bazıları tekrar Ay‘a düştü. Bu döküntülerin en uzunu 800 kilometreyi buluyor ve dolunayda çıplak gözle bile görülebiliyor.

Teleskop ile veya bir yörünge teleskobundan bakınca Copernicus kabaca altıgen gibi görünüyor. Duvarları kat kat ve çok dik. Kenarları bir merdivene benziyor. Daha yakından baktığımızda batı yakasına büyük bir kaya kütlesinin düşmüş olduğunu görüyoruz. Kraterin kuzey bölgesi oldukça düz, güney bölgesi ise dik ve engebeli. Burada ayrıca bir dizi küçük krater de var. Kraterin merkezinde üç dağ bulunuyor.

1969 kasım ayında Apollo 12 uzay aracı bu yapının 350 kilometre güneyine iniş yaptı. O kadar başarılı bir iniş yapmıştı ki, astronotlar Pete Conrad ve Alan Bean buradan Surveyor 3 sondasına yürüyerek ulaşabildiler. O noktadan aldıkları kaya örneklerinin bazıları çarpma sonucu fırlayıp tekrar yüzeye düşmüş olabilir.

Kaynak: How It Works

Yorum yapın