Dragonfly Uzay Aracı (Titan)

NASA’nın Dragonfly uzay görevi, inanılmaz bir bilimsel potansiyeli yenilikçi teknolojilerle bir araya getiriyor.

NASA sürekli olarak uzay araştırmalarının sınırlarını zorluyor, Dünya‘daki yaşamın nasıl ortaya çıktığını ve evrendeki yerimizi açıklayabilecek gezegenleri keşfetmenin yeni yollarını arıyor. Sırada NASA‘nın New Frontiers Programı var. Bu program kapsamındaki Dragonfly görevi, 2034 yılında Satürn‘ün en büyük uydusu Titan‘ı keşfe çıkacak.

Dragonfly, ABD’nin Maryland eyaletindeki Laurel şehrinde bulunan Johns Hopkins Uygulamalı Fizik Laboratuvari’ndaki bir ekip tarafından inşa edilecek ve işletilecek. Ekip, Dünya‘mızın milyarlarca yıl önceki haline benzeyen, heyecan verici bir okyanus dünyasında önemli bilimsel görevleri gerçekleştirmek için bu dronun yeteneklerinden yararlanacak.

Titan‘ın hedef olarak seçilmesinin pek çok nedeni var ama Cassini-Huygens görevi Titan‘ı ziyaret etmemiş olsaydı bu nedenlerin hiçbirini bilemeyecektik. Cassini görevi, Titan‘daki metan göllerini ve okyanuslarını, yoğun ve azot bakımından zengin atmosferi, hidrolojik bir bulut ve yağmur döngüsünü ortaya çıkardı.

Tüm bunlar, henüz yaşamın ortaya çıkmadığı genç Dünya‘ya benziyor. Metan gibi organik moleküller; bir karbon atomunun hidrojen, oksijen ve azotla bir araya gelerek oluşturduğu kompleks moleküllerdir. Metan Dünya‘da sadece gaz halinde bulunuyor. Bununla birlikte Titan, Satürn‘ün yörüngesinde Güneş‘ten yaklaşık 1,4 milyar kilometre uzakta dönüyor; yani Dünya‘dan yaklaşık on kat uzakta.

Yüzey sıcaklığı ise -179 santigrat derece. Bu koşullarda sıvı haldeki su anında donar ama metanın donma sıcaklığı çok daha düşük, bu yüzden Titan‘da sıvı halde bulunuyor. Bilim insanları sıvı haldeki bu organik maddeyi görünce heyecanlandı çünkü bildiğimiz kadarıyla yaşamın oluşması için sıvı şart. Dragonfly sayesinde bilim insanları Titan‘ın sırlarını gizleyen atmosferin altına girecek ve Dünya‘mızın geçmişine ışık tutmaya çalışacaklar.

Kaynak: How It Works, NASA

Yorum yapın