Savaş planlarını gizlice iletmek, II. Dünya Savaşı zamanında hiç kolay bir iş değildi. Düşman her hareketinizi analiz ederken tüm birliklerinize ve müttefiklerinize nasıl mesaj gönderebilirsiniz? Mesajın yanlış ellere geçmemesini nasıl sağlarsınız? Alman kuvvetleri için cevap, Enigma makinesiydi. Ama Müttefik Devletleri şaşkınlığa uğratan Enigma’nın şifresi sonunda kırılacak ve bu olay savaşın seyrini değiştirecekti.
Bu elektromekanik makine, mesajdaki her harfi şifrelenmiş bir harfle değiştiriyor ve ortaya çıkan mesaj tamamen anlamsız görünüyordu. Elektrik sinyalleri cihazdan geçerken rotorlar ve teller yeni harfe giden yolu belirliyordu. Enigma’yı bir muammaya dönüştüren özelliği, şifrelenmiş mesajlardan tutarlı bir model türetilememesiydi. Çünkü Alman ordusu makinenin düzeneğini ve bileşenlerini her gün değiştiriyor, bu sayede şifre kolayca kırılamıyordu. Mesajları deşifre etmek için gönderenin ve alıcının makinelerinin aynı şekilde düzenlenmesi gerekiyordu.
İngiltere’nin en zeki matematikçileri 1941’de nihayet şifreyi kırmayı başarınca sistem çöktü, düşmanın çok sayıda gizli mesajı ve savaş planları ortaya çıktı. Savaşın ilk aşamalarında Almanya’ya büyük avantaj sağlayan makine artık İngiltere’nin ve Müttefik Devletlerin avantajına çalışıyordu.
Enigma Makinesi Nasıl Çalışır?
Yazılan her harf, makineden son haliyle çıkmadan önce dokuz şifreleme aşamasından geçiyordu. Mekanizmanın kırılmasını böylesine zorlaştıran da bu kadar çok dönüşüm yapılmasıydı. Rotorlar, rastgele harflerin oluşturulmasında büyük rol oynuyor. Şalt panosunun zaten değiştirdiği harfleri alan rotorların sık ve ayrı ayrı dönüşleri, ayarları tahmin etmeyi neredeyse imkânsız hale getiriyor.
Üç dişlinin her biri farklı şekilde kablolanıyor. Yani girilen harf, her dişlide farklı bir çıkış harfiyle eşleşiyor. Sinyal üç şifrelemeden geçerek reflektör rotoruna ulaştığında yeni bir harfe dönüşmüş oluyor. Şifreli bir mesaj oluşturmak için bu kadarı bile yeterli ama Enigma bunlarla yetinmiyor. Reflektörün de kendi şifrelemesi var ve çıktı harfini rotorlar aracılığıyla geri gönderiyor. Ardından sinyal, şalt panosunda son bir kez değiştikten sonra nihai harfin ışığı yanıyor.
Şifreyi Kim Kırdı?
Savaş ilerledikçe İngiltere, ayarları her gün değişen bu sistemi çözmek için ülkenin en zeki insanlarına ihtiyacı olduğunu anladı. Neyse ki o insanların bir kısmı Devlet Kod ve Şifre Okulu’nda hazır bekliyordu. Alan Turing, savaş patlak vermeden önce şifre çözme ekibinde çalışmaya başlayan İngiliz bir matematikçiydi.
Turing, mantık becerileri ve deneyimi sayesine “Bombe” makinesini tasarladı. Bu cihaz, kullanılan Enigma makinesinin ayarlarını tespit edebiliyordu. Bombe, aynı anda birden çok varyasyonu işleyerek okunaklı Almanca metinler ortaya çıkarabiliyordu. Bu sayede günlük rotor değişiklikleri artık engel olmaktan çıktı ve şifreler çok daha hızlı kırılabilir hale geldi.
Kaynak: How It Works