İklim değişikliği, zamanımızın en önemli bilimsel ve siyasi güçlüklerinden biri. Küresel ortalama sıcaklık 1880’den bu yana 0,8 Celsius derece yükseldi. Son yirmi yılın on yılı, şimdiye dek kaydedilmiş en sıcak yıl rekorunu kırdı. Küresel deniz düzeyi geçtiğimiz yüz yılda 17 cm yükseldi ve 2013’te atmosferdeki karbondioksit miktarı milyonda 400 parça gibi yeni bir zirveye ulaştı. Dünya değişiyor, bilim insanlarıysa kaygılı.
Asıl endişe uyandıran şey değişimin niteliği değil, hızı. Geçtiğimiz 100 yıl içinde sıcaklık artışının hızı neredeyse ikiye katlandı. Bu da bir şeylerin yolunda gitmediğinin kanıtı. Eğer yaşam tarzımızı değiştirmezsek karbondioksit düzeyi önümüzdeki birkaç yüzyıl içinde milyonda 1.500 parçaya yükselebilir. Bunu takiben buzlar eriyecek, deniz düzeyi yükselecek, hava durumu ve çevre değişecek ve tüm bunların etkileri binlerce yıl boyunca hissedilecek.
Fakat henüz en beterini görmedik. Buzullar çekilmeye başlıyor, Kuzey Kutbu buz örtüsü inceliyor ve hayvanlar daha şimdiden ortamlarındaki değişime ayak uydurmaya başladılar bile. Fakat günlük hayat birçoğumuz için değişmedi ve hala yanıt bekleyen sayısız soru var.
Bilim insanları gezegeni gözlemlemeye ve iklimdeki değişimin olası etkilerini modellemeye çalışıyorlar. Dünyaya doğrultulmuş uydular fotoğraf çekiyor, ölçüm yapıyor ve yerdeki bilim insanları da şu anda olanları, geçmişte nelerin olduğunu ve gelecekte olacak olanları öğrenmek için araştırmalar yürütüyorlar. Bu veriler yığıldıkça hükümetler harekete geçmeye çalışıyor. Alanın içindeki uzmanlardan aldıkları tavsiyelerle iklim değişikliğinin gezegen için teşkil ettiği riski azaltmaya çabalıyorlar.
Şimdiden kolları sıvarsak insan eseri iklim değişikliğinin zararını bir nebze geri döndürebiliriz. Ne var ki atılması gereken adımlar fedakarlık gerektiriyor ve ne olacağını bilemeden harekete geçmeye mecbur olmak, birçoklarına kendini kötü hissettiriyor. Sorun şu ki, tek bir gezegenimiz var. Eğer durup iklim değişikliğinin etkilerini görmeyi beklersek iş işten geçmiş olabilir.
Küresel Isınma
Karbondioksit, benzeri hava kirleticiler ve diğer sera gazları atmosferde birikerek dünyanın yüzeyinden yayılan solar radyasyonu yutar. Normal şartlar altında bu radyasyon uzaya kaçar, ancak atmosferde yüzyıllar boyu kalabilme potansiyeline sahip bu kirleticiler ısıyı zapt ederek gezegenin ısınmasına sebep olur.
İklim Değişikliği Mücadelesinde Alınabilecek Önlemler
Sizler de iklim değişikliğine karşı tek bir gezegen olarak savaş açmamız gereken bu dönemde ufak tefek hayat tarzı değişiklikleri ile gelecek nesillerin yok olmasını önleyebilirsiniz.
- Enerji tasarruflu cihazlara yatırım yapın.
- Sıcak suyu tasarruflu kullanın.
- Kullanabildiğiniz alanlarda yenilenebilir enerji kullanın.
- Sadece yiyeceğiniz kadar gıda satın alın.
- Tasarruflu ampul satın alın.
- Kullanmadığınız elektrikli aletlerin fişini çekin.
- Bireysel araç yerine toplu taşıma araçlarına kullanmayı tercih edin.
- Geri dönüşüm kutularını verimli olarak kullanın.
- Ağaç dikin.
- Aracınıza düzenli olarak bakım yaptırın.
Kaynak: How It Works
Küresel ısınmanın aslında kendi çağının gerektirdiği bi olay olduğunu düşünüyorum ve zamanla (buzul çağına girdikten sonra) küresel ısınmanın ortadan kalktığını , havaların olması gerektiğinden daha soğuk olacağını düşünüyorum. Belki bir asır belki de 10 asır sonra.