Onlarca yıldır süren Mars araştırmalarının nihai hedefi bu gezegene insan ayağının değmesini sağlamak. Altmışlı ve yetmişli yıllarda Ay‘a gerçekleştirilen Apollo görevleri sonrası, insanlığın bir süre sonra Mars‘a gitmesi bekleniyordu ancak bütçe kısıntıları yüzünden bu bir türlü gerçekleşemedi. Oysa NASA‘nın o dönemde bile Mars‘a insanları gönderecek bir roketi, Saturn V vardı.
Kırk yıl boyunca Mars görevleri ertelendi ve uzay araştırmalarında Dünya yörüngesine uzay araçları, uydular ve uzay istasyonları yerleştirmek üzerine odaklanıldı. Şimdi Mars tekrar gündemde ve ona ulaşmak için en son teknolojileri kullanacağız.
NASA şu anda Saturn V‘in devamı olan Uzaya Fırlatma Sistemi (SLS) adını verdiği roketi inşa etmekle meşgul. Tahminlere göre 2020’de Orion kapsülü taşıyan bir SLS, astronotları tekrar Ay‘a ve Dünya çevresine yakın asteroidlere götürecek. Bir sonraki adım ise ya Mars‘ın uyduları Phobos veya Deimos’a gitmek ya da 2030’da direkt olarak Mars yüzeyine ayak basmak olacak.
İnsanlığı Mars‘a götürecek bir diğer araç, SpaceX’in Starship’i olabilir. Tesla’yı uzaya götüren ve artık insanlı görevler için kullanılması düşünülmeyen Falcon Heavy‘nin yerine geçecek olan bu roket SpaceX’in 2020’lerde kullanacağı ana araç olacak. Birkaç deneysel görevden sonra Mars‘a kadar sürecek bir görev için hazır olacak gibi görünüyor.
Bu arada, önümüzdeki on yıl içinde diğer ülkelerin de cesur Mars planları hayata geçirilebilir. Örneğin Çin altı ay sürecek bir yolculuğu gerçekleştirebilecek ağır bir uzay aracını Dünya yörüngesinin dışına taşıyacak bir roket üzerinde çalışıyor.
Başka bir gezegene insan göndermek teoride mümkün görünse de, bunu hayata geçirebilmek için özel şirketlerin de elini taşın altına koyacağı uluslararası büyük bir desteğe ihtiyaç var. SpaceX CEO’su Elon Musk‘ın cesur ve riskli planında insanları Mars‘a götürmek var, ancak geri döndürmek yok. İnsanlık günün birinde Mars’a ayak basabilecek mi?
Kaynak: How It Works