İskelet Sistemi

Yetişkin bir insanın iskelet sistemi 206 kemikten ve tüm bu kemikleri birbirine bağlayan tendonlardan, bağlardan ve kıkırdaklardan oluşuyor. “Omurgalılar” denilen ve kemikten iç iskeletleri olan hayvanlar aslında Dünya‘da azınlık. Tüm hayvanların %98 kadarı omurgasız, yani iç iskeletleri ve omurgaları yok.

İnsanların doğum anındaki kemik sayısıyla yetişkinlikteki kemik sayısı aynı değil. Bebekler yaklaşık 300 kemikle doğuyor ama vücut geliştikçe bunların bazıları kaynaşıyor. Yetişkinliğe ulaştığınızda sadece 206 kemiğiniz kalıyor. Ortalama olarak erkekler ergenliğin sonlarına dek, kızlarsa âdet görmeye başladıktan iki yıl sonrasına dek büyümeye devam ediyor. Sonra genellikle kemiklerdeki büyüme plakaları kapanarak kemik genişlemesini durduruyor.

Doğuma uyum sağlamak amacıyla yetişkin erkek ve kadınların iskeletleri arasında bazı farklar var. Örneğin, kadınlarda pelvis (leğen kemiği) daha düz, daha yuvarlak kenarlı ve daha büyük. Erkek pelvisinin açısı yaklaşık 90 derece veya daha darken kadınlarda 100 derece veya daha geniş. Kemikler vücudun dışına çıkarılınca hassaslaşmalarına rağmen vücudun içinde çok canlılar. Dolaşım sistemine bağlı kan damarlarından besleniyorlar. Çevreleri ise sinir sistemine bağlı sinirlerle çevirili.

Tipik bir kemiğin yoğun ve sert bir dış tabakası var. Onun altında daha hafif ve esnek sayılabilecek, süngerimsi bir tabaka bulunuyor. Ayrıca bazı kemiklerin ortasında jöleye benzeyen, sürekli olarak kan hücrelerinin üretildiği “kemik iliği” bulunuyor. Dişleriniz de iskelet sisteminin bir parçası olarak kabul ediliyor ama kemik sayılmıyorlar. Dişler dentinden ve vücudunuzdaki en güçlü madde olan mineden oluşuyor. Dişler sindirim sisteminde de önemli rol oynuyor.

İskelet sisteminin iki ayrı kısmı var: aksiyel iskelet ve apendiküler iskelet. Toplam 80 kemikten oluşan aksiyel iskelet; omurga, göğüs kafesi ve kafatasından meydana geliyor. Aksiyel iskelet, ağırlığı kafadan, gövdeden ve üst ekstremiteden kalça eklemlerindeki alt ekstremite kemiklerine aktarıyor. Bu da insanların dik durabilmesini sağlıyor. Toplam 126 kemik içeren apendiküler iskeletse göğüs kemeri, üst ekstremiteler, pelvis kemeri ve alt ekstremitelerden oluşuyor. Bunların görevleri hem yürümeyi, koşmayı ve diğer hareketleri mümkün kılmak hem de vücudun sindirim, boşaltım ve üremeden sorumlu ana organlarını korumak.

İskelet Sistemi Hastalıkları

İskelet sistemi hastalıklarını ve bozukluklarını tespit etmek için kullanılan başlıca tanı araçları röntgen, MR, kemik yoğunluğu testi ve artroskopi. Kanser teşhisi içinse kemik taraması ve kemik iliği biyopsisi yapılabiliyor. Dr. Nathan Wei, en sık görülen iskelet hastalıklarının osteoporoz (emik erimesi) ve osteomalazi (kemik yumuşaması) gibi metabolik kemik hastalıkları olduğunu söylüyor.

Özellikle yaşlılar arasında yaygın görülen osteoporoz, kemik dokusunun kaybına neden oluyor. Oosteoporozda kemik kalsiyum kaybediyor, inceliyor ve zayıflıyor. Osteomalazi ise kemiklerin yumuşaması. Genellikle D vitamini eksikliğinden kaynaklanıyor ve kemik yapım sürecindeki bir kusur sonucunda ortaya çıkıyor. Öte yandan osteoporoz, daha önce yapımı tamamlanmış kemiklerde gelişiyor.

Artrit, eklemlere ve eklem çevresindeki yapılara zarar veren 100’den fazla enflamatuvar hastalıktan oluşan bir hastalık grubu. Artrit; eklemlere, eklem kapsüllerine, eklemleri çevreleyen dokulara veya vücuttaki parçalara saldırabiliyor. Genellikle boyun, omuz, eller, bel, kalça ve diz eklemlerini etkiliyor. Dr. Wei, “Hastanın geçmişi ve fiziksel muayene dikkate alınarak ön tanı konduktan sonra laboratuvar ve görüntüleme teknikleriyle tanı kesinleştirilir. Tedavi, artrit tipine göre değişir.” diyor.

Yaygın hastalıklardan bir diğeri olan skolyoz (omurga eğriliği) ise sırtta veya omurgada oluşan bir eğri. Omurganın röntgeni çekildiğinde genellikle “C” veya “S” harfi şeklinde görünüyor. Bu hastalık genellikle ergenlik döneminde ortaya çıkıyor. Amerikan Nörolojik Cerrahlar Derneğine göre Amerika Birleşik Devletleri nüfusunun yaklaşık %2 ila 3’lük kısmı, yani 6 ila 9 milyon kişi skolyozdan mustarip. Dr. James Nace’e göre insanların yaklaşık %90’ı hayatlarının bir noktasında bel ağrısı yaşıyor. Dr. Nace, “Çoğu zaman antienflamatuvar ilaçlar işe yarıyor ama bazı durumlarda topikal ilaçlar, bel bandı veya elektrik stimülasyonu gibi tedavilere ihtiyaç duyulabiliyor.” diyor.

İskelet sisteminde kırılma, burkulma ve çatlaklar da oluşabiliyor. Kemikler vücudun hayati organlarını koruyacak şekilde evrimleşmiş olsa da yaklaşık 4,5 ila 7,5 kilogram basınç, ortalama bir kemiği kırmaya yetiyor. Ancak kafatası ve femur gibi bazı kemiklerin kırılması çok daha zor.

İskelet Sistemi Uzmanlığı

Tüm iskelet sisteminin tedavisinden sorumlu tıbbi uzmanlık alanına “ortopedi” deniyor. Türkiye’de ortopedi ve travmatoloji uzmanı (ortopedist) olmak için 6 yıllık tıp eğitimini tamamlamak, sonra Tıpta Uzmanlık Sınavı’nda (TUS) başarılı olmak, ardından da 5 yıllık uzmanlık eğitimi almak gerekiyor. Tüm bunları tamamlayan ortopedi uzmanları daha sonra omurga, ayak, spor yaralanmaları gibi belli alanlarda uzmanlaşma yoluna gidebiliyorlar.

Kaynak: Popular Science

Yorum yapın