İstanbul Vapurları Kültürünün Mimarı: Şirket-i Hayriye

Günümüzde İstanbul’un sembolü haline gelen, anılarımızın şahidi, martılara simit attığımız ve ayaklarımızı demirlerine uzatarak sıcak çay ile birlikte iyotlu havayı ciğerimizin derinliklerine çektiğimiz boğazın incisi Şehir Hatları vapurları gündelik hayatımızın vazgeçilmez bir parçası durumunda.

Biliyoruz ki böylesi bir kültür bir anda oluşmaz, bir geçmişe, maziye ve bir toplumsal bellek oluşumuna ihtiyaç vardır.

Biz de bu yazımızda, İstanbulluların vapur kültürünün oluşmasında öncülük yapan Türkiye’nin ilk anonim şirketi Şirket-i Hayriye’nin bir ulaşım hizmetinden öte 160 yıllık bir taşıma kültürünü nasıl oluşturduğunu sizlere aktarmaya çalışacağız.

1. Sandal mirasını vapura teslim etti

istanbul vapuru
Boğazın incisi vapurlarımızın atası olarak nitelendirebileceğimiz sandallar, 19. yüzyıla kadar Osmanlı’da boğazdaki geçişleri sağlayan, günümüzde oldukça romantik görünen ve iki yakayı kas gücüyle birbirine bağlayan deniz araçlarıydı. İçinde bulunulan dönem Osmanlı toplumsal ve ekonomik yapısındaki dönüşüme paralel olarak özellikle iki yaka arasındaki ulaşım gereksinimlerini de arttırdı. Değişim kaçınılmazdı, çünkü artık sanayi devriminin getirdiği bir ilerlemeyle buharlı makinelerle çalışan ve sandallara göre çok daha güvenli olan vapurlar sahneye çıkmaya başladı. Artan ulaşım talebine ilk yanıt ise yabancı unsurların işletmeciliğini yaptığı buhar makineli vapurlarla geldi.

Yorum yapın