Sürüngenler yalnızca karada yaşamıyordu: Devasa tarih öncesi canavarlar Jura okyanuslarını da mesken tutmuştu.
Jura döneminde plaka hareketleri kıtaları yeniden şekillendirmeye ve okyanusları genişletmeye devam ediyordu. Pangea süperkıtasının kuzey ve güney kısımlarının ayrılması Jura döneminde de sürdü. Böylece Tetis okyanusu epey genişledi. Doğu- batı yönünde uzanan Tetis’in okyanustaki bitki ve hayvan çeşitliliği üzerinde önemli etkisi oldu. Bu nedenle Batı Avustralya’da bulunan fosiller İngiltere’nin güney kıyılarında bulunanlara oldukça benzer.
Okyanuslar şiddetin eksik olmadığı bir savaş alanıydı. Plesiosaurus gibi büyük deniz sürüngenleri sığ sularda hüküm sürüyordu. Tiknaz gövdesi, dört büyük yüzgeci, upuzun boynu ve küçük dişlerle dolu küçük kafatasıyla Plesiosaurus oldukça başarılı bir avcıydı: Balık, kalamar ve diğer hızlı hareket eden küçük deniz canlılarını avlıyordu.
Okyanusta ileriye gittikçe Liopleurodon gibi diğer sauropterygianların hükümdarlığı başlıyordu. Boyu 10-15 metreyi bulabilen ve suya elverişli bir vücuda sahip olan bu sürüngen, küreğe benzeyen uzuvlarıyla yüzüyordu. Büyük deniz sürüngenlerini ve büyük balıkları yiyip bitirebiliyordu. En güçlülerin hayatta kaldığı bir dünyada bu yaratık çok verimli bir yırtıcıydı.
Jura Okyanusu
Yeni Okyanuslar: Kıtalar ayrıldı ve birbirinden uzaklaştı. Kıtalar arasındaki boşluğu okyanuslar doldurdu ve yeni denizler oluştu.
Bolca Besin: Balık ve yumuşakça gibi küçük canlılar her yerdeydi. Sürüngenler, köpek balıkları ve balinalar gibi büyük canlılar için bunlar kolay lokmaydı.
Dipteki Besin: Ölen yaratıklar denizin dibine çöküyordu. Cesetlerini okyanus dibinde yaşayan hayvanlar yiyordu.
Okyanus Devleri: Jura okyanuslarında deniz sürüngenleri dev boyutlara ulaştı. Plesiosaurus’lar ve okyanus timsahları günümüzün balinaları kadar olmuştu.
Kaynak: Dinozorlar