Kalbiniz, siz rahimde dört haftalık bir fetüsken atmaya başlar. Ortalama bir ömürde kalp 2 milyar defadan daha fazla atar. Kalp, iki kısma ayrılan dört odacıktan oluşur. Sağ kısım, oksijensiz kanı vücuttan alıp ciğerlere doğru pompalar ve kan, ciğerlerde soluduğumuz havadan oksijeni alır. Oksijenli kan, kalbin sol kısmına geri döner ve oradan, dolaşım sistemi aracılığıyla vücudun her yerine oksijen ve besin maddeleri taşımaya gönderilir.
Kalbin pompalama işlemi, elektrik akımlarıyla meydana getirilen kas kasılmalarıyla gerçekleşir. Bu elektrik akımları, sistol denilen kardiyak kasılmalarını düzenli olarak tetikler . İlk olarak kalbe gelen kanı alan üst odacıklar, yani kulakçıklar kasılır. Bu işlem, kanın “karıncık” denen daha kaslı alt odacıklara gitmesini sağlar. Sonra karıncıklar kasılıp kanı vücuda pompalar. Kalp dokusunun gevşediği diyastol denilen kısa evreden sonra bu döngü yeniden başlar.
Savaş Ya Da Kaç
Kalp atışı, sağ kulakçıktaki özelleşmiş bir hücre demeti olan sinüs düğümünde başlar. Sinüs düğümü, kalbin tamamına yayılan bir elektrik akımı meydana getirerek ve kalbin kasılmasını sağlayarak doğal bir kalp pili gibi hareket eder.
Dinlenirken kalbimiz ortalama 60 ila 100 defa atar. Ama bir yırtıcı hayvanla karşı karşıya gelmek gibi stresli durumlarda beyniniz otomatik olarak “savaş ya da kaç tepkisini tetikler. Bu, sinüs düğümünün iletkenliğini değiştirerek kalp hızını artıran, böylece vücuda ya hayatta kalmak için savaşması ya da kaçıp canını kurtarması için daha fazla besin maddesi sağlayan adrenalin ve noradrenalin hormonlarının salgılanmasana yol açar.
Kaynak: How It Works