Kanser

İnsan vücudu her biri DNA‘nın tüm kopyasını içeren, A, C, G, T harfleri ile ifade edilen kimyasallardan, 23 çift kromozom ve 21.000 genden oluşan 37.2 trilyon hücreden meydana geliyor.

Tüm DNA serisi 3 milyar içeriyor genler “codon” denen üç harflik “kelimeler” ile düzenlenmiş durumda. Her kelime amino asit adı verilen bir moleküler yapı bloğunun karşılığı. Genler sıralı olarak okunuyor, genlerdeki kelimeler protein yapmak için gereken tarifi sağlıyor. Proteinler, enerji yapımından komşuları ile iletişim için bölünme kararı almaya kadar, tüm hücre aktivitelerinden sorumlu. Fakat kanser hücrelerinde, proteinlerin davranış tarzı değiştiği için hayati genler yanlışlar içeriyor.

Kanser bulaşıcı değil ancak Hepatit B, HIV VE HPV, DNA yı bozarak kansere yol açabilir.

Kanser hücrelerindeki hayati genlerde bazı hatalar var, bu hatalar yüzünden proteinlerin davranış tarzı değişiyor. Sağlıklı bir hücrenin kanser hücresine dönüşmesi için birçok genetik hata olması gerekiyor ve bunlar zaman içinde gelişiyor. Az sayıda insan ebeveynlerinden genetik hatalar devralıyor, çoğunluğu yaşlandıkça oluşuyor.

Güneş ışığı, alkol, radyasyon, sigara genetik kodumuza zarar veriyor. Fakat en sağlıklı hayat tarzı olanlar bile genetik hatalar biriktirebiliyor Hücreler, eski hücreleri yenilemek veya yaraları iyileştirmek için kendilerini kopyalayarak bölünürler. Bunu yapabilmek için, hücre önce 3 milyon harfini tek hata yapmadan (ki bu çok zor bir görev) kopyalamalı. Kopyalanmış kod, hataları bulmak için taranır ve hücre bölünmeden hatalar varsa tamir edilir. Ancak bazen hatalar gözden kaçıp zamanla birikmeye başlayabilir. Nasıl bir kitapta harfleri değiştirmek kitabı okunamaz hale getirirse, genetik koddaki harf değişimi de genlerin anlamsızlaşmasına yol açıyor, genetik kelimenin tüm anlamı değişiyor ve bu hücreyi yapan proteinleri de değiştiriyor.

Kanser hücreleri vücut içinde yayılmak için lenf sistemini kullanır.

Normalde içsel güvenlik mekanizması, bir hücrede çok fazla genetik sorun varsa, hücreye kendini yok etmesini söyleyerek onun yerine yeni ve sağlıklı bir hücrenin oluşmasını sağlar. Fakat bazen, zarar görmüş hücreler kendini tamir etmez ve yok olması gerektiği sinyaline karşı koyarak, kendilerini kurtarır.

Kanser hücreleri, “onkogenler” veya “tümör baskılayıcı genler” olarak bilinen genlerinde yanlışlık içerebiliyor. Onkogenler normalde sağlıklı hücrelere bölünmelerini söyleyerek, onların büyümeleri ve tedavilerinden sorumlu oluyor fakat kanserdeki mutasyon onların devamlı aktif kalmasına yol açabiliyor. Diğer yandan, tümör baskılayıcı genler, hücrelere büyüme veya tamir tamamlandığında bölünmeyi sonlandırmasını söylüyor, bu genlerdeki hatalar onların çalışmamasına yol açıyor. Sonuç olarak, zarar görmüş hücreler, birbirinin üzerinde çoğalarak bölünüyor bölünüyor, bölünüyor ve tümörü oluşturuyor.

Güvenlik sistemi kapatılan ve durması gerektiğini söyleyen hiçbir mekanizması olmayan kanser hücreleri, genetik kodlarında daha çok hata ile kendilerini kopyalamaya devam ediyor ve hızla evrimleşiyor. Kanser hücresi, yararlı bir genetik özelliğe sahip yırtıcı bir hayvanmışçasına üremeye devam ediyor. Eğer bir kanser hücresi faydalı bir özelliğe sahipse hayatta kalma becerisi daha yüksek.

Kanser hücreleri, ne yapmaları gerektiğini unutarak yeni yetenekler geliştirebiliyor bağışıklık sisteminden gizlenip, daha az oksijenle yetinerek kemoterapiye cevap vermeyebiliyor. En tehlikeli özellikleri ise kan dolaşımı ve lenf sistemini kullanarak vücutta dolaşabilmeleri ve uzak köşelere yayılabilmeleri, buralarda yeni tümörler oluşturabilmeleri. Kanserin nasıl çalıştığını ne kadar iyi anlarsak, onu tedavi etmeye o kadar yaklaşacağız.

Kanserin Özellikleri

Sürekli Büyürler: Hücreler normalde bölünmek için bir sinyal bekler. Kanser hücreleri ise kendi büyüme sinyallerini oluşturur.

Durmaları Söylendiğinde Durmazlar: Kanser hücreleri ”bölünmeyi kes” komutunu duymamazlıktan gelir.

Akyuvarlardan Sakınırlar: Kanser hücreleri, vücudun doğal savunma mekanizmasının onları öldürmesini engellemek için bağışıklık sisteminden gizlenir.

Ölümsüzler: Normal hücreler yaşlanınca bölünmeyi bırakır fakat kanser hücreleri çoğalmaya devam eder.

İltihap Oluştururlar: Kanser Hücreleri bağışıklık sistemi hücrelerini kontrol altına alır ve normalde bir enfeksiyonla savaşmak için oluşturulan iltihabı kendi avantajlarına kullanırlar.

Yayılırlar: Kanser hücreleri, diğer alanlarda daha fazla tümör yaratarak vücuda yayılır.

Beslenme Hattı Oluştururlar: Tümörler büyüdükçe, daha fazla oksijen ve gıda kullanarak yeni kan damarları oluşturur.

Mutasyona Uğrarlar: Kanser hücreleri bölünmeye devam ettikçe daha çok mutasyon biriktirir.

Ölüme Karşı Koyarlar: Sağlıklı hücreler zarar gördüklerinde kendilerini yok eder fakat kanser hücreleri bu güvenlik kilidini kapatır.

Metabolizmayı Değiştirirler: Kanser hücreleri, normalde diğer hücrelerin ölmesi gereken durumlarda, bölünmelerine devam etmek için metabolizmayı yeniden programlarlar.

Kanser Nasıl Başlar?

Normal Hücresi: Çoğu kanser vücuttaki bir organın çeperindeki bir hücrede bir şeylerin ters gitmesi ile başlar.

Kanser Hücresi: Hücredeki genetik hatalar hücreye kendi kopyasını yapmasını söyler.

Tümör: Anormal hücre bölünmeye devam ettikçe dokuda bir tümör oluşur. Bu ” henüz yayılma göstermemiş kanser” olarak tanımlanır.

Kan Damarları: Tümörün büyümek için kana ihtiyacı vardır, bu yüzden yeni kan damarları oluşturur.

Uzak Yayılma: Hücreler, ana tümörden ayrılmaya başlayıp, lenf sistemine ve kan dolaşımına girerek vücuda yayılır.

Yakın Yayılma: Tümör zamanla lokal dokuyu işgal edip, altındaki bağlayıcı dokulara doğru büyür.

İkincil Tümör: Kanser hücreleri farklı dokularda konumlanıp büyümeye devam ederek, metastaz veya ikincil olarak adlandırılan yeni tümörler meydana getirir.

Kaynak: İnsan Bedeninin Sırları

Yorum yapın