Birleşik Krallıkta’ta, kanser sağkalımı şu anda yüzde 50 oranında. Testis kanserinde 10 yolluk sağkalım çarpıcı bir şekilde yüzde 98’e ulaşmış durumda. Fakat hala yapacak çok iş var. Yüzlerce farklı kanser çeşidi var, aynı tip kansere sahip hastaların tümörlerinde bile tedaviye farklı yanıt veren ince farklılıklar var. Kanserler kemoterapi ve radyoterapiye karşı dirençli hale gelebiliyor ve çoğu tedavi, kullanımlarına kısıt getirecek şekilde yan etkilere sebep olarak sağlıklı hücrelere zarar verebiliyor.
Yakın zamana kadar çoğu kanser tedavisi tek bir şeye odaklandı: hücre bölünmesi. Hem radyoterapi hem kemoterapi, DNA kopyalanırken hızlı bölünen hücrelere saldırarak, onların genetik ve moleküler farklılıklarını ortaya çıkarmak için son teknolojiyi kullanarak, her açıdan saldırıyor.
Tekniklerden biri kanserin beslenme hattını kesmek. Tümörler büyüyüp hücreler birbirinin üstüne yığıldıkça, oksijen seviyeleri düşer ve kanser hücreleri dokuları tahrip edip içeri girmek için daha fazla kan damarı kullanmaya başlar. Bu işlemi kesmek, tümör büyümesini durdurabilir. Bir başka seçenek bağışıklık sistemini kullanarak, kendi hücrelerimizin kanser hücrelerini fark etmesi ve onları yok etmesi. Tümörün bağışıklık sistemini kapatmaması için, kanser hücreleri ve bağışıklık sistemi arasındaki ilişkiyi engelleyen moleküller kullanmak ve bağışıklık sistemi hücrelerinin kanser hücrelerini bulma ve yok etme yeteneğini genetik olarak tasarlamak da denenen tekniklerden bazıları.
Antikor denen bağışıklık molekülleri, sağlıklı hücrelere zarar vermeden, hedef odaklı tedavi sürecine dahil olacak şekilde yapılandırılıyor. Tümörün hayatta kalması için gereken kimyasal sinyalleri kesebiliyor veya direkt olarak kanser hücrelerine yapılabiliyorlar. Toksin ve bağışıklık çifte saldırısında, kemoterapi ve radyoterapi moleküllerine bağlanabiliyorlar.
Araştırmacılar, nanoparçacıklar ile kanser hücrelerini ilaçlamak veya kanser hücrelerinin hayatta kalmakta kullandıkları hayati molekül düzenini bozmak için küçük moleküller tasarlayarak, virüsleri kanser hücrelerini bozup öldürecek şekilde modifiye ediyorlar. Kanseri yok etmek için tek bir evrensel yöntemin geliştirilmesi mümkün gibi görünmese de yeni tedavilerin, daha hedefe yönelik yöntemlerle sağlıklı hücrelere zarar vermeden kanseri yok edilebilme ihtimali var.
Kanserin Zayıflıklarını Hedef Almak
Modern teknikler, kanser hücrelerini savunmasız hale getiren molekül ve genleri hedefliyor.
Moleküler Etiketler: Kanser hücresi molekülleri farklı gözükür. Bunları hedeflemek toksini direkt tümöre gönderir.
Büyüme Sinyalleri: Kanser hücreleri onlara büyümelerini söyleyen sinyaller alırlar. Bunu engellemek, büyüme ve yayılma işlemini durdurabilir.
Kan kaynağı: Kanser hücrelerinin hayatta kalmak için kana ihtiyacı var. Yeni kan damarlarının oluşmasını durdurmak onların besin hattını kesecektir.
Hormonlar: Bazı kanser hücreleri hormonlar tarafından yönetilir. Bu hormonların üretimi durdurularak büyüme yavaşlatılabilir.
Kendi kendini yok etme: Kanser hücreleri hatalı olsalar bile ölmüyor. Hedeflenmiş terapiler, kendini yok etme sistemini devreye sokabilir.
Kanser genetiğini avlamak: Kanserlerin genetik kodlarında onların zayıflıklarını ortaya çıkaran belirleyici hatalar vardır.
Patoloji: Kanser hücreleri, hatalı olduklarını gösteren moleküllerin varlığı için test edilebilir.
Özelleştirilmiş tedavi: Her tümör için kişiye özel tedaviler geliştirilebilir.
Kanser Tedavisini Özelleştirmek
İnsan Genomu Projesi, 2003 yılında insan genetiğini çözdü. Bu çığır açıcı olay, insan vücudunun tüm tarifini ortaya çıkararak, DNA‘mızdaki harfleri detaylandırdı. Kanser hücreleri sağlıklı hücrelerle aynı tarif kitabında yazanları uyguluyor, ancak onların kitabındaki harfler bulanıklaşmış, sayfalar yapışmış ve cümleler karışmış durumda. Tarif kitabının nasıl tekrar eski haline getirilebileceğinin anlaşılması ile bilim insanları artık kanser hücrelerinin neden ve nasıl bu hale geldiğini daha iyi tanımlayabiliyor.
Her insan farklı, herkesin kanser hücreleri farklı talimatlarla oluşuyor ve hastalık ilerledikçe, farklı tümörler farklı şekillerde uyum sağlıyor. Benzer modeller olsa da, meme kanseri olan iki kadının kanser hücrelerindeki genler farklı olduğu için tedaviye aynı şekilde cevap vermiyor. Gelecekte, hastalar önceden test edilerek kendileri için en verimli olacak şekilde hedeflenmiş tedaviler uygulanacak.
Kaynak: How It Works