Satın aldıklarınızın vızır vızır uçan kargo dronları tarafından kapınızın önüne bırakıldığını bir düşünün. Amazon, UPS ve hatta Domino’s gibi firmalar bu düşü gerçeğe dönüştürmek için uğraşıyor. Kargo sektörünün devleri olan Amazon ve UPS, ilk ticari dronla teslimat hizmetini başlatma yarışında en önde koşan firmalardan sadece birkaçı. Amazon’un dronları şu anda halkın gözünde yarışı önde götürüyor. Küçük ve hafif olan Prime Air adlı dron, 2013’te ilk duyurulduğundan bu yana uzun bir yol kat etti ve ilk başarılı teslimatı İngiltere’de , Cambridgeshire’da 2016 sonunda gerçekleştirdi.
UPS ise ortaklık yaptığı Workhorse firmasıyla hemen Amazon’un peşinde. Geçen 2017’nin Şubat ayında bu kargo şirketi de dronlarının ilk başarılı test uçuşunu ve ilk teslimatını gerçekleştirdi. Yüksek teknolojili hava kargoculuğu alanına el atan bir firma da, ilk defa 2016′ da Yeni Zelanda’da iki pizzayı dronla taşıyarak leziz bir hizmet sunan Domino’s.
Yeni dronla teslimat sistemleri geliştiren DHL ve Google gibi birçok firma var, o yüzden yarış başlasın! Artık yaygın olarak dron adıyla bilinen İnsansız Hava Araçları ( UAV , Türkçesi İHA ) aslında Birinci Dünya Savaşı’ndan beri biliniyor. Cephede kullanılmak üzere tasarlanan ilk İHA , Kettering Bug adı bir hava torpidosuydu ve 1918’de fırlatılmıştı. Günümüzün ticari dronlarıysa bombaları değil maliyetleri indiriyor.
Kargo Dronları Kalkış
Bu teslimat icatlarının arkasındaki itici güç, ürünlerin teslim süresini kısaltmak. PrimeAir ve UPS, müşterilere siparişlerini 30 dakika içinde teslim etme vaadinde bulunuyor. Bu projelerin vaat ettiği kısa teslim sürelerine bağlı kalmak için, dronların nereden ve nasıl havalandığı da önem taşıyor.
Şimdiye kadar üstünde durulan iki yöntem var. PrimeAir’ın değerlendirdiği ilk seçenek, dronları ülkenin her yanına yayılmış kalkış merkezlerinden yollamak. Amazon’un dronu, çıkabildiği hız ve dahili pilinin kapasitesi yüzünden yaklaşık 16 kilometre menzile sahip. Bu da ülke çapında bir filo oluşturmak için birden çok kalkış üssü kurmak anlamına geliyor.
UPS ise kalkış için farklı bir yöntem belirliyor. Firmanın ünlü kahverengi minibüsleri, dronların kalkış merkezi olarak kullanılacak ve minibüsten yükünü alan dronlar karayolundaki aracın navigasyon sistemini kullanarak dağıtım yapacak. Bir insan kargo görevlisi de daha kırsal bölgelere yaya olarak gidecek.
Kargo Dronları Havada
Tüm hava araçları gibi dronların da fizik ve aerodinamik yasalarına bağlı kalması gerekiyor. Kargo dronlarının her büyüklükte şekilde olanı var. Kimilerinin kompakt bir gövdesi ve bir dizi halinde rotorları varken bazılarıysa sadece iki pervanesiyle uçağı andırıyor. Ancak hepsinin ortak noktası kompakt pervane kullanmaları.
Prime Air gibi dört rotorlu dronlarda pervaneler çaprazdaki pervanelerle eşgüdümlü çalışıyor. Pervanelerin dönüşünün oluşturduğu itki ve stabilizasyon teknolojisi, dronun havadaki konumunu korumasını sağlıyor. Ne var ki kargo görevlerinde, dronun taşıdığı yükün ağırlığını da hesaba katmak gerekiyor. Paket ne kadar büyükse taşıyan dronun da o kadar güçlü olması lazım. Dronla taşınması önerilen azami paket ağırlığı 2,3 kilo. Bu da kabaca, kutusundaki bir çift spor ayakkabıya denk geliyor.
Kargo Dronları Yolda
Kargo dronu havalanınca, şu anki planlara göre özerk olarak çalışıyor, yani bir pilota ihtiyaç duymuyor. Kargo dronlarının kendi başına uçabilmesi için görünenin ötesinde bir görüş hattı teknolojisine ihtiyaç var. GPS sistemleriyle yön bulan kargo dronları, doğrudan müşterinin bulunduğu yere gidebilecek.
Hem potansiyel müşterilerin hem de geliştiricilerin kaygı duyduğu bir konu, dronların yolculuk sırasında karşılaşabileceği güçlükler. Bu bir kuş, ağaç ya da bir başka dron olsa bile, havada ve yerde gerçekleşecek kazaları önlemek için otomatik algılama ve kaçınma (SAA) sistemlerinin kullanılması şart. Dahili algılayıcılar ve kameralar yakındaki bir nesnenin uzaklığını ve hızını saptayabilir, dronun engelden kaçınmak üzere tepki vermesini sağlayabilir. Bu teknoloji üzerinde çalışan her şirketin kendi versiyonu olsa da, yazılımların temelleri henüz geliştirme aşamasında görünüyor.
Uçan Kargonun Geleceği
Kargo dronu sektörü yeni teknolojik gelişmelerle dolup taşsa da havada uçuşan kargo dronlarını görmemize daha var. Uçuş düzenlemeleri, sezme ve kaçınma teknolojileri, üstesinden gelinmesi gereken engellerden sadece ikisi gibi görünebilir ama başka engeller de var. Ancak bu lojistik engeller aşılabilirse kargo dronları tüm taşıma sektöründe devrim yaratacak.
NASA bu yıl içinde hava sahası kullanımıyla ilgili tavsiyelerde bulunacak ve ticari dron etkinliği için potansiyel bir yol çizecek. UPS, DHL ve Amazon da dronlarını mükemmelleştirmek için yeni stratejiler ve sistemler geliştirmeye devam ediyor. Hatta Amazon, kargo dronlarını şehirlerde barındırmak üzere arı kovanını andıran bir kalkış merkezinin patentini aldı bile . İlerleyen yıllarda test uçuşları ve pilot programlar, dronların gelecek neslini biçimlendirecek. Kompleks dronla teslimat sistemlerinin başlangıcını 2021’de görmemiz bekleniyor.
Rakamlarla Kargo Dronları
Önümüzdeki 20 yılda dronla yapılması düşünülen teslimat sayısı: 80-86 milyon.
Ortalama bir dron bataryasının fiyatı: $100.
2,3 kiloluk bir paketi 16 km mesafeye dronla taşımanın Amazon’a maliyeti: $1
Dronların kargo sektörüne şu anki yöntemlere kıyasla yılda 2 milyar $ kadar tasarruf sağlıyor.
Kaynak: How It Works
Son zamanlarda dronlar çok kullanılmaya başlandı şimdide kargo dronu çıktı vallaha pes savaş teknolojisinde’de kullanılabilir.