Kaşıntı hissinin neden ve nasıl oluştuğu sorusunu cevaplamaya yönelik araştırmalarda elde edilen bulgular beynimizle ilgili ilginç veriler ortaya koyuyor.
Sağlıklı Ciltlerde Kaşınır
Fakat sağlıklı görünen bir cilt de pekâlâ kaşınabilir. Mesela diyabet veya böbrek enfeksiyonu gibi iç hastalıklarda. Bilim, kaşıntının oluşum mekanizmasını hâlâ aydınlatabilmiş değil. Bir duyu organı olan cildimiz, ağrıyı, soğuğu, sıcağı veya basıncı algılayan reseptörlere sahip. Bu etkenlerin aksine kaşıntı için reseptörlerin varlığı pek bilinmemekte.
Olası bir açıklama, ağrı ve kaşıntının aynı reseptörler tarafından algılandığı olabilir. Bu açıklamaya kaşıma, ovma gibi savunma reaksiyonları da uygun düşmekte. Kaşıntıdan çok fazla rahatsız olanlar cilde Sıcaklıkveya soğukluk şoku uygulama çalışırlar.
Anlaşıldığı kadarıyla bu şekilde kaşıntı reseptörü ağrı reseptörüne dönüştürülmekte hatta derin ve şiddetli kaşımalarla hasar verilmekte. Ağrıya katlanmak daha kolay gibi gelir ve bir müddet sonra da yok olur. Kaşıntı ve ağrı arasındaki ilişkinin kökleri aslında Latince ”Pruritus”a uzanmakta. Prurire’nin eski Latincedeki karşılığı yanmadır.
Fakat kaşıntının hissedilmesinden önce herhangi bir şekilde uyarılması gerekiyor. Bu Mekanik veya kimyasal olabilir. Fakat kaşıntının nedeni genelde cilt enfeksiyonudur yani savunma sisteminden gelen bir uyarım söz konusu. Bu tür enfeksiyon hücreleri çeşitli cilt hastalıklarında önemli oranda üst deri tabakalarına ulaşarak uyarı veya iltihap maddelerini salgılar ve kaşıntı reseptörlerini uyarırlar. Uyarı sinir lifleri üzerinden sırt omuriliğine ve büyük beyne iletilmekte ve burada da kaşıntı olarak algılanmakta.
İşte kaşıntı ile ilgili 12 gerçek:
1. Günde ortalama 97 kez kaşındığımız tahmin ediliyor. Muhtemelen bu cümleyi okuduktan sonra siz de kaşınmaya başlayacaksınız.
2. Böcek ve bitkilerin neden olduğu kaşıntıları, onların deride bıraktığı toksinler tetikler. Toksinler nedeniyle vücudun bağışıklık sistemi harekete geçip histamin salgılar. Bu ise sinir liflerinin beyne kaşıntı sinyalleri göndermesine neden olur.
3. Kaşıntıların kendi sinir ağları vardır. Yakın zamana kadar kaşıntı ve acı hissinin aynı sinir ağlarını paylaştığı sanılıyordu. Ancak 1997’de yapılan bir araştırma, kaşıntının kendine özgü ayrı sinir lifleri olduğunu ortaya koydu.
4. Ama kaşınma sinyalleri çok daha yavaş ilerler. Sinir lifleri farklı hızlara sahiptir. Dokunma sinyali saatte 322 km hızla ilerler. “Ani acı” (elinizi sıcak bir şeye değdirdiğinizde hissedilen acı) saatte 128 km hızla ilerlerken kaşıntı sinyalinin hızı saatte 3,2 km’dir – yani yürüme hızından daha yavaştır.
5. Tıpkı esneme gibi kaşıntı da bulaşıcıdır. Araştırmacılar, bir grup fareye kaşınan farelerin videosunu izlettiğinde onların da kaşınmaya başladığı görüldü.
6. Bulaşıcı kaşınma sırasında beynin üst kiyazmatik çekirdek adı verilen minik bölgesi harekete geçer. Ancak sinir bilimciler bu kısmın kaşıntıyı görüp bu davranışın yayılmasını nasıl sağladığını henüz çözebilmiş değil.
7. Kaşıntıya neden olan böcekler ve bitkilerle baş etmenin en iyi yolu kaşınmaktır. Böylece bu dış etkenler vücuttan uzaklaştırılmış olur. Kaşınmak ayrıca damarların genişlemesini ve vücuda giren toksinin kandaki akyuvarlar ve plazma ile temizlenmesini sağlar. Derinin kızarıp kabarması bu yüzdendir.
8. Kaşınmak tatmin edici bir duygudur, çünkü bu sırada beyinde mutluluk hormonu olarak bilinen serotonin salgılanır.
9. Vücudumuzda kaşımayı en çok sevdiğimiz bölge ayak bilekleridir. Araştırmalar bunu gösteriyor.
10. Kaşıdıkça kaşınma hissi de artar. Bu döngüye dikkat etmek gerekir. Zira deriyi kaşımak ekstra histamin salgılanmasına, bu ise beyne daha fazla kaşınma sinyali gönderilmesine neden olur. Ancak fazla kaşınmak derinin parçalanmasına neden olur. Bu da enfeksiyon riskini artırır.
11. Sedef ve egzama gibi cilt hastalıklarında kaşıntı sorunlu bir döngüye dönüşür. Bu nedenle bu rahatsızlıkları olan kişilerde histamin etkisini bastırmak üzere anti-histamin ilaç veya kremler kullanılarak kaşıntı hissi giderilmeye çalışılır.
12. Kronik kaşıntı da kronik ağrı kadar insanı güçten düşüren bir rahatsızlıktır. Bu durum karaciğer ve lenfoma hastalıklarına işaret eder.
Kaynak: BBC ve The Curious Cases of Rutherford & Fry programı