Kök hücrelerin yeri çok özeldir çünkü bunlar alyuvardan tutun da beyin hücresine kadar, vücuttaki herhangi bir hücreye dönüşebilirler. Yaşam ve büyüme için kök hücreler elzemdir çünkü dokuları onarır, ölü hücrelerin yerine yenilerini koyarlar. Örneğin derimiz, deri kök hücreleri tarafından hiç durmaksızın yenilenir.
Bu hücreler yaşam döngülerine dokuya özgü yapılar (örneğin oksijen taşıma becerisi) içermeyen jenerik, vasıfsız hücreler olarak başlar. “Farklılaşma” denen bir süreçle uzmanlaşırlar. Bu süreç, hücrenin içindeki ve dışındaki sinyaller tarafından tetiklenir. İç sinyal tüm hücresel yapıların bilgisini taşıyan DNA sarmallarından gelirken, dış sinyaller civardaki hücrelerin kimyasallarını içerir. Kök hücreler proliferasyon (çoğalma) denen bir süreçte üst üste çoğalabilirler. Oysa bazı hücreler, örneğin sinir hücreleri hiç bölünmez.
Oxford Martin Okulu’ndaki Oxford Kök Hücre Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Paul Fairchild’ın açıklamasına göre, başlıca iki tür kök hücre var: “Yetişkin kök hücreler multipotenttir. Bir başka deyişle, uzaktan da olsa ilişkili oldukları çok sayıda hücreyi meydana getirebilirler. Mesela kemik iliğindeki kök hücreler kanı oluşturan hücreleri üretebilir. Oysa gelişen embriyolarda görülen pluripotent kök hücreler insan vücudunu oluşturan tahminen 210 tür hücreden istediği birine dönüşebilir.”
Bu hücrelerin bu büyüleyici dönüşme ve bölünme yeteneği, onları çok zengin bir tıbbi araştırma konusu haline getiriyor. Potansiyeli kadar kullanılabilirse bu hücreler birçok hastalığın ve sakatlığın tedavisinde kullanılabilir.
Hücre Klonlama
Bilim insanları hücreleri yeniden programlayarak mevcut rollerini unutturabiliyor ve erken dönem embriyonik kök hücrelerden farksız pluripotent hücrelere dönüştürebiliyor. İndüklenmiş pluripotent kök hücreler (IPSC) yakınlarındaki hücrelerin özelliklerine büründürülebilivor.
IPSC’ler, bağışlanmış bir embriyodan büyütülen kök hücrelerden çok daha güvenilir çünkü vücudun kendi ürettiği hücreleri kabul etme olasılığı daha yüksek. IPSC’ler, ölen hücrelerin yerine yenisinin gelmemesinden kaynaklanan Parkinson hastalığı ve kellik gibi dejeneratif durumların tedavisinde kullanılabilir.
Prof. Fairchild bu durumu şöyle açıklıyor: “Bu ender görülen durumlara sahip insanlardan hücre toplayarak söz konusu durumu laboratuvarda modelleyebiliyor, böylece yeni ilaçların bu hastalık üstündeki etkilerini araştırabiliyoruz.”
Hücre klonlama araştırmaları gelecekte hastalıkların tedavisinde yardımcı olabilir.
Kaynak: How It Works