Galaksilerden yıldız sistemlerine kadar evrendeki her şeyi bir arada tutan kütle çekim kuvvetinin sırları…
Dünya’nın Yer Çekimi Etkisi, Buzdolabı Mıknatıslarınınkinden Daha Düşük
Kütle çekim, dört temel kuvvetin en zayıfıdır. Dünya‘nın tüm kütle çekim etkisi bile atom çekirdeklerini bir arada tutan baskın nükleer kuvvetle başa çıkamaz. Mıknatısları buzdolabınıza yapıştıran elektromanyetik kuvvete rakip olamaz ve radyoaktif bozunmadan sorumlu zayıf nükleer kuvveti durduramaz.
Yer Çekimiyle Uzay Sapanı Yapılabilir
Bir uzay aracını Güneş Sistemi‘nin uzak köşelerine yollamak için akıllara durgunluk verecek bir enerji gerekiyor. O yüzden de uzay ajansları, “kütle çekim yardımı” dedikleri bir yöntem geliştirdiler. Uzay araçları dosdoğru hedeflerine gitmek yerine, Dünya, Mars ya da Jüpiter gibi bir gezegenin etrafında birkaç tur atıp yörünge momentumunu hız artırmak için kullanıyor.
Yer Çekimine Kafa Yoranlar Newton ve Einstein’la Sınırlı Değildi
Yer çekimine kafa yoranlar Newton ve Einstein‘la sınırlı değildi. Dünya‘daki en parlak zihinlerden bazıları yer çekimine kafa yordular. Eski Yunan’da Aristo, tüm nesnelerin “doğal yerine” doğru ilerlediğini öğretiyordu.
Dünya’nın Yer Çekimi Eğri Büğrü
Dünya’nın kusursuz bir küre olmadığını anlamak için dağlara, vadilere bakmak yeterli. Yerin altında da kayaların ve minerallerin dağılımı eşit değil; bu da yoğunlukların ve dolayısıyla yer çekiminin farklı olmasına yol açıyor. NASA, Dünya‘nın yer çekimini iki adet GRACE uydusuyla izliyor. Uydulardan ilki, yoğun bir bölgeye yaklaşınca öne çekiliyor ve hızlanıyor. Bu bölgeden geçerken de geriye çekiliyor. İki uydu arasındaki mesafeyi ölçerek ayrıntılı yer çekimi haritaları oluşturuluyor.
Kütle Çekim Işık Hızında Yol Alıyor
Newton‘un kütle çekim kuramına göre kütle çekimin etkisi anında görülüyordu ama Einstein‘a göre bu etki ışık hızında yol alıyordu, yani Güneş ansızın ortadan kaybolsa bile boş uzayda, sekiz dakikadan uzun süre daha dönmeye devam ederdik. Bu görüş 2002’de kütle çekim hızının ilk defa ölçülmesiyle doğrulandı.
Dönme, Yapay Kütle Çekimi Oluşturuyor
Salıncakların dış duvarı, insanların bir daire biçiminde yol almasını sağlayan, merkeze dönük bir kuvvet oluşturuyor. Etkileri tıpkı kütle çekiminkine benzeyen bu kuvvete merkezcil çekim kuvveti deniyor.
Newton’un Kafasına Elma Düşmedi
Sir Isaac Newton‘un yer çekimiyle ilgili fikirlerini tetikleyen, kafasına elmanın düşmesi değildi. Elmanın yere düştüğünü görmek, onun bunları düşünmesine yetmişti.
Bazı Bakteriler Mikro Yer Çekiminde Daha İyi Büyüyor
NASA‘nın Uzay Mekiği’nde yetiştirilen bakteri kolonileri, Dünya’da yetiştirilen aynı bakterilerden çok farklı davranıyordu. Yerde hiç görüşmemiş şekiller halinde birbirlerine tutunuyor, çok daha yüksek yoğunluklarda yaşayabiliyorlardı. Bu değişimleri anlamak, astronotları uzun dönem uzay uçuşlarında tehlikeli bakteriyel biyofilmlerden koruyabilir.
Kuantum Mekaniğiyle Kütle Çekim Uyuşmuyor
Einstein‘ın genel görelilik kuramı, evrenin büyük ölçekte nasıl işlediğini anlatıyor. Kuantum mekaniğiyse atomların, moleküllerin ve temel parçacıkların nasıl etkileştiğini. Sorun şu ki, bu iki fikir uyuşmuyor. İki kuramı uzlaştırmak modern fiziğin önündeki en büyük engellerden biri.
Astronotlar Ağırlıksızlık Alıştırmasını Uçaklarda Yapıyor
Uçaklar, parabolik yay denen bir dizi hızlı aşağı yukarı hareketiyle kısa süreli ağırlıksızlık elde ederek uzay yolculuğu yapacak insanların eğitiminde kullanılıyor.
Kaynak: How It Works