1878 yılında Avusturya’nın Viyana şehrinde doğan Lise Meitner, sekiz kardeşin üçüncüsüydü. Devlet okulunda okurken fizik ve matematiğe ilgi duymaya başladı. 1901’e gelindiğinde Meitner, yeterlik sınavlarını geçerek Viyana Üniversitesi’ne başlamıştı. Orada Profesör Franz Exner ile tanıştı. Saygın bir fizikçi olan Exner, Meitner’i giderek büyüyen radyoaktivite alanına yönlendirdi.
Meitner 1906’da doktorasını verdi. Ertesi yıl alfa ve beta radyasyon emilimine odaklanan araştırmasına devam ederken bir kız okulunda öğretmenlik de yaptı. 1907’de Berlin’e taşınan Meitner, Berlin Üniversitesi Kimya Enstitüsü’ne katıldı ve gelecekte birlikte çalışacağı kimyager Otto Hahn ile burada tanıştı. Ücretsiz misafir araştırmacı olan Meitner’e laboratuvarını kurması için bodrumda küçük bir oda ayrılmıştı. Bir yıl sonra meslektaşı Hahn’la akademik disiplinlerini birleştirerek laboratuvarlarını yerin üstüne taşıma imkanı buldular. 1912’de Meitner ücretli asistanlık görevine getirildi.
1932’de fizikçi James Chadwick’in nötronları keşfetmesi, farklı elementlerin nötron ışınlaması/bombardımanı araştırmalarında patlama yarattı. Radyasyon üzerinde çalışan Meitner ve Hahn da konudan geri kalmak istemedi ve birkaç uranyum ışınlama (irradyasyon) deneyi hazırladılar. O sırada Nazi Almanya’sı II. Dünya Savaşı’nı başlatmak üzereydi. Yahudi bir kadın olan Meitner can korkusuyla 1938’de Berlin’den Stockholm’e kaçtı. Onun yokluğunda Hahn ve asistanı Fritz Strassmann, uranyum çalışmalarına devam ettiler.
Bu üçlü, mektupla iletişim kurarak araştırmalarını sürdürdü. Meitner’in yokluğunda Hahn beklenmedik bir sonuçla karşılaştı. Meitner’e yazdığı mektupta, uranyumu nötron bombardımanına tuttuktan sonra baryum elementinin varlığını keşfettiğini bildirdi. Matematiksel bir yaklaşım benimseyen Meitner, uranyum atomunun kararsız hale gelip parçalandığı, böylece beklenmedik baryumu ve bol miktarda enerjiyi serbest bıraktığını sonucuna vardı. Deney tekrarlandıkça Meitner’in hipotezinin doğru olduğu kanıtlandı: Atom bölünüyordu. Meitner bu olaya “Nükleer Fisyon” adını verdi.
1939’da Hahn ve Strassmann, üçlünün bulgularını yayımladı ve nükleer fisyon yoluyla atomu parçaladıklarını duyurdular. Ancak çalışmanın yazarları arasında Meitner görünmüyordu. Nükleer fisyon haberleri yayılınca ve özellikle de yaydığı yüksek enerji seviyeleri anlaşılınca nükleer silah yaratma potansiyeli ortaya çıktı. Manhattan Projesi dahilinde Meitner’e atom bombası üzerinde çalışması teklif edildi ama Meitner “Bombalarla işim olmaz!” diyerek teklifi reddetti.
1944’te Hahn nükleer fisyonu keşfettiği için Nobel Ödülü’nü kazanırken Meitner’in katkıları 1966’ya kadar tanınmadı. 1966’da üçlü olarak prestijli Enrico Fermi Ödülü’nü aldılar. Meitner 1968’de 89 yaşında İngiltere’nin Cambridge kentinde öldü.
Kaynak: How It Works