Kızıl Gezegen yüzyıllar boyunca astronomların ilgi odağında oldu. 1960’da gerçekleştirilen ilk Mars göreviyle beraber sırlarını yavaş yavaş ortaya çıkartıyoruz ve gökyüzündeki bu nokta hala tüm Dünya‘nın ilgisini çekmeye devam ediyor.
1960’ların başından beri Dünya‘daki uzay ajansları adını Romalıların savaş tanrısından alan bu gezegene tek başına veya ortaklaşa, 50’den fazla görev gerçekleştirdi. Bu görevlerden biri, NASA‘nın Mars Reconnaissance Orbiter’ı (MRO) bu yıl Mars yörüngesinde 13. yılını tamamladı. İnanılmaz yüksek çözünürlüklü HiRISE kamerası sayesinde Kızıl Gezegen‘i hiçbir zaman olmadığı kadar detaylı inceleme İmkanı bulduk ve Mars hakkındaki düşüncelerimiz büyük ölçüde değişti.
Arizona Üniversitesi Gezegen Araştırma Laboratuvarı direktörü Dr. Alfred McEwan en baştan beri MRO programında görev yapıyor şöyle diyor: “Mars Reconnaissance Orbiter MEP programını farklı yönlerden desteklemek için tasarlandı, üretildi ve Mars‘a gönderildi. En baştan beri Mars yüzey şekillerini ayrıntılı olarak görmemiz, haritasını çıkarmamız, uzay araçlarının gezegen yüzeyine inişi için uygun bir nokta bulmamız ve atmosfer çalışmaları ve yapmamız gerekiyordu.”
MRO 2005 yılında Cape Canaveral’dan fırlatıldığı andan itibaren tüm bilim dünyasının odağı haline gelmişti. Özellikle üretiminin hızıyla herkesi etkilemişti. Çoğu yörünge aracının tasarımdan fırlatılmasına kadar geçen süre 10 yılı buluyordu. MRO bu kuralı yıktı geçti. “2001’de proje onaylandı, Ağustos 2005’te uzaya fırlatılmıştı” diyor Dr. McEwan. “Günümüzde NASA‘nın programlarının hızına baktığımızda bu çok ama çok hızlı.”
Peki MRO’nun NASA‘nın şimdiye kadar Mars‘a gönderdiği diğer yörünge araçlarından başka ne farkları var? Yanıt elbette Dünya‘ya gönderdiği fotoğrafların netliğinde Mars atmosferi hakkında ve topladığı verilerin derinliğinde yatıyor.
D. McEwan “MRO’nun üzerinde Dünya‘da şimdiye kadar üretilmiş en yetenekli ekipmanlar bulunuyor (görünür, kızılötesi ve radar dalga boylarında mümkün olan en yüksek kamera çözünürlüğü) ve veri transfer hızı diğer tüm yörünge araçlarından daha yüksek” diyor. “Yörünge araçları genel bir görüntü sunar. Yer araştırma araçları ise küçük bölgeleri çok detaylı olarak görmemizi ve araştırmamızı sağlar. Uzun sözün kısası yörünge ve yer araçları beraber çalışarak Mars hakkında inanılmaz bilgiler edinmemize imkan verir.” Cihazın en çok bilinen ve hayran olunan ekipmanı hiç şüphesiz üzerindeki HiRISE kamera. Şimdiye kadar uzaya gönderilmiş en büyük kamera olan bu 0.5 metrelik dev yansıtmalı teleskop şu anda Mars‘a bakan üç teleskoptan en büyüğü.
Context Camera siyah beyaz fotoğraflar çekiyor ve diğer kameralara kaynak haritaları sağlıyor. Düşük çözünürlüklü MARCI (Mars Color Imager) kamerası ise günlük Mars hava raporunu elde etmek için kullanılıyor. MRO’nun bilimsel görevinin kalbinde (2006 – 2008 arası, sadece iki yıl sürmesi planlanmıştı) gezegenin yüzeyini haritalamak ve gelecekte Mars‘a indireceği araçlar için NASA‘ya en uygun iniş noktalarını belirlemek vardı.
Buna ek olarak Mars atmosferini araştıracak ve muhtemel su bulunabilecek noktaların doğasını tespit edecekti. Üzerindeki üç kamera sayesinde bu görevler çok detaylı ve titiz bir şekilde gerçekleştirilebiliyor. Aynı zamanda MRO üzerindeki CRISM (Compact Reconnaissance Imaging Spectrometer for Mars) ve MCS (Mars Climate Sounder) spektrometrelerinden de yardım alınıyor. MCS ve MRO’nun Sığ Yüzey Altı Radarı SHARAD sayesinde NASA bilim insanları Mars‘ın bir başka etkileyici yönünü araştırabiliyorlar. Gezegende suyun olup olmadığını, varsa hangi formda ve nerelerde bulunduğunu tespit ediyor.
Kaynak: How It Works