Mars yüzeyi çoğrafi özellikler olarak Dünya’ya çok benziyor ancak burada ”henüz” hayat izine rastlamamış olmamızın bir nedeni var.
Farklı uzay sondalarından gönderilen sayısız fotoğraf sayesinde Mars‘ın çok ilginç coğrafik özelliklere sahip olduğunu biliyoruz. En ilginci de gezegenin kuzey ve güney yarımkürelerinin birbirinden çok farklı olması. Rakım olarak kuzey yarımküre güneyden daha alçakta (yaklaşık altı kilometre daha alçak). Ayrıca kuzeyde daha az krater var ve yüzeyi daha pürüzsüz ve tekdüze.
Kuzey yarımkürede yerkabuğu güneye göre daha ince. Astronomlar bu büyük farkın nedenini tam olarak açıklayamıyor olsalar da, gezegenin yüzeyini şekillendiren üç ana güç olduğu düşünülüyor: Volkanik aktivite, tektonik ve asteroit çarpmaları.
Mars yüzeyinin en etkileyici yüzey şekillerinden biri dağlar. Hepsi de sönmüş volkanlar. Güney yarımkürenin batı tarafında iki alan var: Tharsis şişkinliği ve Elysium volkanik kompleksi. İkisinde de birkaç tane volkan bulunuyor. Tharsis şişkinliği adı verilen alan gezegenin yüzeyinin yaklaşık yüzde 25’ini kaplıyor ve yüksekliği yedi ile on kilometre arasında değişiyor. Bu bölgede yer alan Olympus Mons isimli kalkan volkan Güneş Sistemi‘ndeki en büyük dağ.
Bilim insanları birkaç yıl öncesine kadar Mars‘ta Dünya gibi bir levha tektoniği yapısı olmadığını düşünüyordu. Daha sonra yapılan keşifler bunun böyle olmadığını gösterdi. Derin uçurumlar ve düz duvarlı kanyonlar fay hatlarının varlığını kanıtlıyor. Ayrıca Mars‘ın volkanlarının iki bölgede yoğunlaşması da başka bir ipucu.
Valles Marineris isimli dev vadi sistemi Güneş Sistemi‘ndeki en derin vadilerden oluşuyor ve gezegenin dörtte birini dolaşıyor. Aynı zamanda iki tektonik plakanın arasında yer alıyor. Dünya‘nın tersine Mars‘ta bilinen tek bir fay hattı var. Bazı bilim insanları Mars‘ın tektonik sisteminin çok daha genç olduğunu düşünüyor.
Mars‘ın güney yarımküresinde daha çok asteroit çarpmalarından oluşan kraterler ve havzalar var. Hellas havzası bunlar arasında en büyüğü, çapı yaklaşık olarak 1,800 kilometre. Dev havzaların 3.8 milyar yıl önce gezegenin uğradığı ağır bombardıman sonucu oluştuğu düşünülüyor. Erozyon izleri taşıyorlar ve bol miktarda regolit içeriyorlar. Daha küçük olan kraterler daha geç zamanda oluşmuş ve Ay‘daki kraterlerle büyük benzerlik taşıyorlar.
Mars erozyon, birikme ve volkanik aktiviteler yüzünden birçok farklı krater tipine ev sahipliği yapıyor. Ejecta blanket adı verilen ilginç yüzey şekilleri çarpan bir asteroidin gezegenin yüzeyinin altındaki buzu eritmesi ile ortaya çıkmış olmalı.
Mars‘ın yüzeyinin altında buz olduğuna inanılıyor. Kutuplardaki buzların miktarı mevsime bağlı olarak değişiyor. Mars da Dünya gibi eğik bir eksene sahip olduğundan gezegende dört mevsim yaşanıyor. Tek fark, mevsimlerin uzunluklarının farklı olması. Hava sıcaklığı kış aylarında kutuplarda -143 dereceye kadar düşebiliyor.
Mars‘ın atmosfer basıncı Dünya‘ya göre çok daha az ve atmosfer çok ince olduğu için yüzeyi Güneş‘in ışınlarından koruyacak bir kalkan bulunmuyor. Rüzgarların toz parçacıklarını havalandırması ile oluşan buz bulutları dev toz fırtınalarının eseri.
Kaynak: NASA, How It Works