Yüzlerce yıl boyunca anlaşmazlıkları silahlı mücadeleyle çözmek sadece gelenek değil aynı zamanda üst sınıfa özgü, çok saygın bir ritüeldi. Düello adı verilen bu dövüşler bir erkeğin onuru sorgulandığı ya da düpedüz hakarete uğradığı zaman düzenleniyordu. Gururlu bir centilmen için, kendisinin ya da ailesinin onuru altından daha değerliydi ve genellikle düellolar ilk kanın akıtılmasıyla sona erse de bazıları ölümüne yapılırdı.
Düellolar dikkatlice organize edilir ve belli davranış kurallarına uyardı. Bu da onları orta ve antik çağlardaki silahlı yarışmalardan ayırt ederdi. Düello, Avrupa’da soyluların jiletten farksız kılıçları kendilerini korumanın yanı sıra zenginlik ve statü göstergesi olarak taşıdıkları Rönesans döneminde bir kültürel norma dönüştü.
Centilmenler dövüşecekleri zaman Code Duello yani “düello ahlakı” denen ve düelloda yapılacak onurlu davranışları belirten kurallara uyarlardı. Bunlar değişse de, genelde düello silahını seçme hakkı meydan okunan kişinindi. Ayrıca dövüşün adil olması için kılıçlar aynı boyda olmalıydı. Dövüşülecek mekanını da meydan okunan kişi seçerdi ama sizin arkadaşınız bir haksızlık olmasını engellemek için burayı kontrol edebilirdi.
Düellolarda kullanılan başlıca silah kılıçtı ama tabancanın gelişimiyle, rakipler birbirlerine kılıç darbeleri indirmek yerine namlu doğrultmaya başladılar. Daha ölümcül hale gelip gelmediği hâlâ tartışılan bu düellolarda çoğu kimse karşısındakini öldürmemek için hedeften uzağa ateş ederdi. Ancak ABD tarihinin en kötü şöhretli düellolarından birinde, 1804’te, ABD Başkan Yardımcısı Aaron Burr politikacı Alexander Hamilton’ı vurup öldürdü.
Düellolar nihayet birçok ülkede yasaklandı ama uygulama 20. yüzyıl başına kadar gizli kapaklı sürdürüldü. Bir tarihçinin dediği gibi, Birinci Dünya Savaşı, “Tüm düellolara nokta koyan bir düello oldu.”
Kaynak: How It Works