Piri Reis Kimdir

Asıl adı Ahmet Muhyiddin Piri, Piri Reis Osmanlı Türk’ü denizci ve kartografı (haritacı) ünvanı ile tarihte iz bırakmış büyük bir kaptandır. 1465-70 yılları arasında doğduğu tahmin edilmektedir. Doğduğu bölgede çoğu kişinin denizle iç içe yaşamasından dolayı denizcilik yaşamlarında önemli bir yer tutmaktaydı. İbn Kemal’in; “Gelibolu’da doğan çocuklar timsah gibi su içinde büyürler. Beşikleri ecel tekneleridir. Sabah ve akşam gemilerin sesleri ile uyurlar.”  sözüyle o bölgede yaşayanların denizle ne kadar iç içe olduklarını anlayabiliyoruz.

Amcası Kemal Reis II. Bayezid devrinin ünlü kaptanlarından ve sonraları da Osmanlı Devleti’nin Akdeniz amiralleriydi. Piri Reis’in denizciliğe başlaması çocukluk yıllarında amcası Kemal Reis’in gemilerinde bulunmasıyla başlamıştır. 11 yaşından 14 yaşın kadar birçok deniz seferlerine katıldı. Amcasının yanında denizciliğe dair mesleki bilgileri edinmiş ve bu konu da birçok tecrübe edinmiştir. Akdeniz bütün kıyılarını dolaşmış, İtalya ve İspanya’ya giderek hem korsanlık faaliyetlerinde hem de Osmanlı İmparatorluğunun deniz seferlerinde bulunmuştur.

1511 yılında bir deniz kazasında amcasın kaybetmesine çok üzülen Piri Reis Gelibolu’ya geri dönüş yapmıştır. Burada ilk eseri “Dünya Haritası” nı ve amcası Kemal Reis ile katıldığı tüm deniz seferlerini ayrıntısı ile “Kitab-ı Bahriye”yi yazmıştır. Bu eserler Piri Reisin en önemli üç yapıtlarından ikisidir.  Amcası ile katıldığı seferlerde sürekli o yerler ile ilgili incelemelerde bulunarak notlar tutmuş ve gördüğü her bölgenin tek tek krokisini çizmiştir. “Kitab-ı Bahriye” isimli eserinde tutmuş olduğu bu notları da ele almıştır.

Fırtınanın yönü, rüzgârın çeşitleri, pusula, dünya çevreleyen denizlerin ve karaların yerlerini belirtti. Denizcilik ile ilgili edindiği tecrübeleri ve incelemeleri vurguladı. Denizcilikteki keşiflerini, Portekizlilerin denizcilikte ilerlemelerini, Akdeniz ve Ege kıyılarını, Güney Fransa, Batı İtalya kıyıları ve çevresindeki adaların tarihi ve coğrafi açıdan bilgilerine yer verdi. “Kitab-ı Bahriye” nin muhtevasının (içeriği) en önemli bilgisi ise 1465 yılında Antil adalarının denizciler tarafından keşfedilmesi bilgisiydi. Bunun anlamı ise Amerika yakınlarında bulunan adalara Kolomb’tan önce giden denizcilerin olduğunu ispatlamasıydı.

Dünya Haritası Çizimi

En önemli yapıtlarından diğeri olan “Dünya Haritası”nın en ilginç yönü haritayı nasıl yaptığını haritanın üzerine yazarak belirtmiş olması ve 33 haritadan faydalanarak yapmasıdır. Haritasında Atlas Okyanusu, Afrika’nın batısı ile Amerika’nın doğu kıyıları ve İber Yarımadası bilgi içermektedir. Günümüzde hala korunan haritanın sadece üçte bir parçası bulunmaktadır. Yavuz, Mısır seferinde Osmanlı donanması İskenderiye’yi ele geçirmiştir. Piri Reis başka bir filo ile Nil bölgesinden Kahire’ye gittiği yolculuk esnasında bu bölgelerin haritasını yapmış ve Mısır’da Yavuz’a sunmuştur.

piri reis haritası
piri reis haritası

Bir diğer önemli olan üçüncü eseri ise 1528 tarihinde çizmiş olduğu “İkinci Dünya Haritası” dır. Bu eserinde ise içeriğinin daha fazla olması dikkat çekmektedir. 15 yıl sonra çizmiş olduğu ikinci dünya haritası Grönland’ı, Kuzey ve Orta Amerika sahillerini işaret etmektedir. Diğer haritaya kıyasla daha büyük ölçekli, daha çok geliştirilmiş ve teknik açıdan en önemli eserlerindendir. Ceylan derisi üzerine çizilmiş, sekiz renk boya kullanılarak renklendirilmiş gösterişli bir haritadır. Piri Reis, Kanuni döneminde Veziriazam İbrahim Paşa’nın Mısır yolcuğuna katılır. Burada veziriazamın dikkatini çeker. Piri Reisin hazırlamış olduğu kitabı önemseyerek müsveddeleri temize çekerek bir kitap oluşturur. Ve Kitâb-ı Bahriye  1526’da kanuniye teslim edilir. Piri Reis, eserini padişahın beğenmesi üzerine İkinci Dünya Haritasına yeni bilgiler ekleyerek 1528’de Kanuni Sultan Süleyman’a sunmuştur.

Denizlerin kaptanı Piri Reisin ölümü ise acı bir şekilde açılanmaktadır.

Tarihin en üzücü olayı bu olsa gerek. Türk denizcisi ve kartografi, günümüzde halen sırrı çözülemeyen haritalarını üstün zekâsıyla çizen Piri Reis, 1554 yılında entrikaya kurban giderek 84 yaşında Mısır’da idam edilerek öldürülmüştür. Piri Reis, Barbaros Hayrettin Paşanın ölümünden sonra Mısır Kaptanlığına geçmiştir. Kanuni döneminde Osmanlı sürekli Portekizlilerle savaş halindeydi.

Denizlerin Kaptanı Piri Reis, Aden’de çıkan Arap isyanını bastırdı. Hemen ardından yeni bir vazife verildi. Bu görev, Hürmüz adasını ele geçirmesi istenildi. Hint Okyanusu’na otuz gemi ile açılarak kendi gemisinden fazla sayıda Portekiz gemisini yenmiştir. Bazı Portekizliler savaştan kurtulup Hürmüz adasındaki kaleye sığınmıştır. Kalenin etrafı sarılmış ancak hazırlıklı oldukları sebebiyle işgal edilememiştir.

Bazı kaynaklarda bölge halkının Portekizlilere yardım etmesi sonucunda sinirlenen Piri Reis’in bölgeyi yağmaladığı ifade ediliyor. Bunun üzerine Basra valisi Ramazanoğlu Kubad Paşa’dan yardım istemiş fakat vali isteği redderek Portekizlileri yağmalamasından ötürü tutuklama kararı almıştır. Portekizlilerin bölgeye yakınlaştığı aynı zamanda Basra Körfezini kapatmaları hedefledikleri haberi alınınca,

Piri Reis donanmasına bakım ve onarım yapmadan denize açılmak istemedi. Burada mahsur kalmak istemediği için donanma ve askerleri bırakıp acilen üç gemiyle birlikte Süveyş tersanesine geri döndü. Ne yazık ki, Mısır valisine iletilen şikayet Piri Reis’in tutuklanmasına sebep oldu. Donanmayı terk edip gitmesi ve Hürmüz kuşatmasını kaldırması ile suçlanmaktaydı. Donanmasının bakımdan geçmeden Hint Okyanusuna açılmasının tehlikeli olduğunu savundu ancak dikkate alınmadı. Mallarına el konularak idam kararı verildi ve Mısır Kahire’de idam edildi.

 

Yorum yapın