NASA, her yıl Yenilikçi Gelişmiş Konseptler (Innovative Advanced Concepts – NIAC) programı aracılığıyla bir dizi proje seçiyor. Bu program çerçevesinde Made In Space (MIS) Projesi RAMA için bir ödül aldı. Bu proje adını kısmen bir asteroit üzerine inşa edilmiş boş, otonom bir koloni uzay gemisinin Güneş Sistemi‘ne ulaştığı bir Arthur C. Clarke hikayesinden alıyor. RAMA adı, Reconstituting Asteroids into Mechanical Automata teriminin ilk harflerinden oluşuyor.
Merkezi Mountain View, California’da bulunan MIS, uzayda yapılan operasyonların maliyetlerini önemli ölçüde azaltmak için 3D baskı kullanmak amacıyla 2010 yılında kuruldu. 3D baskıda, gerekli bir malzeme büyük bir parçadan kesilerek üretilmek yerine, plastik filament veya metal tozundan birleştirilerek meydana getiriliyor.
Dünya‘dan gerçekleştirilen fırlatmalarda bu yöntem hacim ve kütle tasarrufu sağlayacak ve uzay görevlerinde yedek parçaları gerektiğinde 3D yazıcılarla basılarak üretilebilecek. MIS, mikro yerçekiminde üretim sürecini test etmek için Uluslararası Uzay İstasyonu’na bir 3D yazıcı gönderdi.
Ancak MIS’in uzayda büyük çaplı yerleşmeyi mümkün kılacak nihai hedefi, uzaydan tedarik edilecek malzemelerle 3D baskı yapmak. İşte RAMA burada devreye giriyor. Sadece Dünya‘dan bir şeyler göndermenin maliyetini ve zorluğunu çözmekle kalmıyor, (bu sayede sadece insanları ve bavullarını uzaya göndermemiz yetiyor) aynı zamanda uzayda bulunan bol miktarda kaynağı kullanmamıza imkân veriyor.
RAMA konsepti büyük olasılıkla, bir asteroit üzerine yerleştirilecek, hammaddeleri çıkaracak, kullanılabilir forma dönüştürecek ve kullanıcıya aktarabilecek bir dizi teknolojiden oluşacak. Bu malzemeler daha sonra 3D baskı için kullanılabilir. Bu tesisler büyük ihtimalle çıkarma ve imalat sistemlerinin daha büyük versiyonları olacak. Küçük bir iniş aracı ile başlayarak asteroidin üzerinde o asteroit boyutunda bir tesis kurulabilir.
RAMA’nın diğer ana sistemi, asteroit malzemesinden çıkardığı malzemeleri yakıt olarak kullanacak bir itici sistem olacak. En temel haliyle bu, elektromanyetik mancınık ile yüzeyden alınan enkazı uzaya fırlatarak çalışan bir sistem olabilir. Eğer söz konusu asteroit geleneksel bir roket motorunda kullanılabilecek su veya hidrokarbonlar sağlayabilirse, daha iyi performans elde edilebilir. Bir asteroit üzerinde RAMA kurulumu gerçekleştiğinde, bu asteroit Güneş Sistemi‘ndeki bu kaynakların gerekli olduğu her yere götürülebilir: uzayda her zaman elinizin altında olacak bir maden ocağı ve fabrika, ikisi bir arada.
Bir asteroidin yörüngesini kademeli olarak değiştirmek için hızda küçük bir değişiklik yapılması yeterlidir, bu nedenle RAMA asteroitleri gelecekteki uzay kolonilerine kaynak sağlamanın yanı sıra Dünya savunması için de yararlı olabilir. Astronomlar, rotası Dünya ile kesişme potansiyeli olan asteroitlerin yörüngesini izlemek ve kaydetmek için giderek daha fazla çaba sarf ediyorlar. Bir aday bulunduğunda yörüngesi analiz ediliyor, böylece gelecekte izleyeceği yolun belirsizliği azaltılarak, Dünya‘ya çarpıp çarpmayacağından emin olmak isteniyor. Yörüngelerin tutarlılığı nedeniyle, bunu birkaç yıl (hatta onlarca yıl) önceden bilebiliriz. Böyle bir asteroit ortaya çıktığında bir RAMA görevi gönderilip rotasında saptırılabilir veya kaynakları toplanabilir. Hem gezegeni kurtarmış hem de yeni kaynaklar elde edilmiş olunur.
NIAC projelerinin anında sonuç vermesi beklenmese de, RAMA zaten olgunlaşmakta olan teknolojiler üzerine inşa ediliyor. Artık sorun, sadece bir ölçek meselesi. MIS yakında insanlığın en önemli şirketlerinden biri haline gelebilir, uzayda yerleşimi mümkün hale getirip büyük karlar elde ederken bir taraftan da Dünya‘yı olası asteroit çarpmalarından koruyabilir.
RAMA Projesi
1- Asteroit Madenciliği: Robotik madencilik ekipmanları, asteroitten hammadde çıkarmak için RAMA sisteminin bir parçası olmalı.
2- Uzay Yerleşimleri: Uzay tabanlı malzemeler kullanmak, uzay keşiflerinde bir çığır açacak, Güneş Sistemi‘nin her yerine ulaşmamızı sağlayacak ve buralarda uzay yerleşimleri inşa edebileceğiz.
3- İtme: RAMA, asteroitten çıkardığı malzemeleri itme gücü için kullanarak aynı asteroidi işlenmek için bir yere götürebilir. Bunu kayaları kazarak veya su buzunu hidrojen ve oksijene ayrıştırarak gerçekleştirebilir.
4- Özel Kargo Gönderimi: RAMA, asteroidi bulunduğu yerde işlemek yerine, içindeki maddelerin ihtiyaç duyulduğu yere tek parça halinde götürüp orada işlenmesini sağlayabilir.
5- 3D Baskı: 3D baskı gerekli ürünü ortaya çıkarmak için sadece gerekli malzemeleri kullandığından dolayı, verimli bir üretim yöntemi. Nesneleri uzayda üreterek, Dünya‘dan fırlatarak uzaya göndermenin devasa maliyeti ile başa çıkmak zorunda kalmayacağız.
6-Asteroit: Güneş Sistemi‘nde içinde çok büyük miktarda kullanılabilir malzeme olan milyonlarca asteroit olduğu tahmin ediliyor. Hepsi bir RAMA görevi için potansiyel aday.
7-Güç Kaynağı: Şimdiye kadar mühendislik detaylarının çok azı ortaya çıktı, ancak Güneş Sistemi‘nin içinde kullanılacak olan RAMA’ların büyük ihtimalle güneş enerjisi kullanacağı tahmin ediliyor. Mars‘dan ilerisinde ise nükleer enerji kullanımına geçilecek.
8- Tehlikeli Asteroidler: Daha önce de Dünya‘ya asteroitler çarptı ve onları yolundan saptıramazsak günün birinde muhtemelen tekrar gerçekleşecek. RAMA, üzerine yerleştiği asteroidin yörüngesini değiştirmek için o asteroidin kendi kaynaklarını kullanabilir.
Kaynak: All About Space