Robert Hooke 1635-1703 kimdir? Kendini tek bir alanla sınırlamayan Robert Hooke, 17. yüzyılda matematikten mekaniğe, biyolojiden astronomiye kadar pek çok alana katkıda bulundu. İngiltere’nin güney kıyılarındaki Wight Adası’nda doğan Hooke’un merak duyduğu ilk alan ressamlıktı.
13 yaşına kadar ailesiyle birlikte yaşadı. Sürekli hasta bir çocuk olduğu için eğitim hayatına geç başladı. Çocukluğunun büyük kısmı okula gitmek yerine yatak odasından çizim yapmakla geçti. Ancak çocukken eğitim almamış olması, Hooke’un dehasının ortaya çıkışını engellemedi. Sonradan Londra’daki Westminster Okulu’na kaydolarak bilim yoluna ilk adımını attı. Resim dışındaki alanlarda, özellikle matematik, mekanik ve dilbilimde yetenekli olduğunu orada keşfetti.
Çoğu kişi Hooke’un mikroskopla yaptığı çalışmalardan haberdardır ama 1653’te Hooke 18 yaşındayken Oxford’daki Christ Church Koleji’ne gidiyor ve orada zamanının çoğunu teleskop yapmakla geçiriyordu. 1660 yılında, sonradan kendi adıyla anılacak olan bir fizik yasasını keşfetti: Hooke yasası. Bu yasa, bir yayı germek veya sıkıştırmak için gereken kuvvetin, yayın gerildigi mesafeyle orantılı olduğunu söyler.
Kraliyet Cemiyeti kurulduktan iki yıl sonra, 1662’de cemiyetin küratörü seçildi. Kraliyet Cemiyeti dünyanın ilk bağımsız bilim akademisidir. Hooke’un bilimsel ilgi alanlarının çok geniş olması, cemiyetin ilk yıllarında hızla büyümesine yardımcı oldu. Cemiyette görev yaptığı süre boyunca diğer üyelerle birlikte deneyler yaptı ve çeşitli keşiflerde bulundu. 1663 yılında meteoroloji ve denizciliğe olan ilgisi sayesinde beş temel meteoroloji aletinin icat edilip geliştirilmesine katkıda bulundu: barometre, termometre, hidroskop, yağmurölçer ve yelölçer.
Hooke’un kesinlikle en önemli keşfi, canlı hücrelerini keşfetmesi ve gözlemlemesidir. Ancak mikroskopi alanında çalışırken başka keşifler de yaptı: Küfteki sporları keşfetti, çeşitli fosil türlerini mikroskopla inceleyen ilk kişi oldu, sivrisineklerin ve bitlerin nasıl kan emdiğini ortaya çıkardı.
1666’daki Büyük Londra Yangını’nın ardından mimariye de el attı. Christopher Wren ile birlikte yangında ölenlerin anısına bir anıt tasarladı. Mimarların ikisi de bilim insanı olduğu için estetiğe biraz da işlev katmaya karar verdiler. Hooke, 60 metre yüksekliğindeki bu yapının altına deney yapabileceği bir yeraltı laboratuvarı inşa etti. Merkezi geçit ise büyük bir teleskop barındırabilecek şekilde inşa edildi.
Hooke’un ilgilenmediği çok az bilim alanı vardır. 1703’teki ölümünden beri bilim insanları Hooke’un kapılarını araladığı mikroskobik dünyayı derinlemesine araştırmaya, Hooke’un bulgularından ilham almaya ve onlardan yararlanmaya devam ediyor. Hooke, Micrographia adlı kitabında şöyle der: “Teleskoplar sayesinde göremeyeceğimiz kadar uzak, mikroskoplar sayesinde inceleyemeyeceğimiz kadar küçük bir şey yoktur.”
Kaynak: How It Works