Bir saatten kısa sürede dünyanın her yerine roketle yolculuk! Elon Musk ve kurucusu olduğu SpaceX, roketten yararlanma yöntemlerimizde devrim yarattı. Şimdi de geliştirdikleri teknolojiyi kullanarak bizi Mars‘a, Ay‘a ve hatta ülkeden ülkeye taşımaya çalışıyorlar. İşin ilginç yanı, roketle uluslararası yolculuk yapmanın maliyeti ekonomi sınıfı bir uçak biletine denk düşebilir.
SpaceX’in geliştirmekte olduğu “Big Falcon Rocket” (BFR) adlı uzay aracı, uzay yolculuğu ihtiyaçlarımızın hepsini tek pakette karşılamayı amaçlıyor. SpaceX’in önceki roket tasarımları büyük başarılara imza atmıştı. Falcon 9 roketleri on yıl içinde 81 başarılı uçuş yaptı. Falcon Heavy ise ilk başarılı uçuşunu Şubat 2018’de yaptı. Bu roketler tarihte ilk kez roket güçlendiricinin (booster) ilk aşamasının hem güvenli şekilde yere indirilebileceğini hem de yeniden kullanılabileceğini kanıtladı. İşte bu dönüm noktasında, BFR‘ın insanları sadece Dünya dışına değil de Dünya üzerindeki bir noktadan başka bir noktaya taşıma hedefi gerçekçi görünmeye başladı.
Toplam 106 metre yüksekliğindeki BFR iki ana aşamadan oluşacak: aracı yörüngeye çıkaracak 58 metrelik bir güçlendirici ve güçlendiricinin üzerine monte edilmiş bir gemi. Bu ön kısımda 1.100 ton ilave yakıt depolanacak ve uluslararası yolculuklar için büyük, basınçlı bir kabine yer verilecek. BFR‘ın müşterilerini yörünge altına fırlatıp varış noktasına hızla ulaştırmak için ihtiyacı olan her şey bu kadar. BFR sayesinde yolcular varış noktalarına inanılmaz derecede çabuk varmakla kalmayacak, gezegenimizin olağanüstü manzaralarına da tanıklık edecekler. Bırakın kısa yolculuk süresini, şimdiye dek yalnızca birkaç şanslı insanın görebildiği bu manzaralar bile bilet fiyatını haklı çıkarmaya yeter.
Hatırlatalım ki SpaceX böylesi bir girişimde bulunan tek şirket değil. Yine Amerika merkezli olan Virgin Galactic de yörünge altı uçuşları gerçekleştirmeye epey yaklaştı. Virgin Galactic ilk etapta eğlence ve araştırma amaçları uçuşlar satmayı planlıyor ama uzun vadeli hedefleri arasında kıtalararası taşımacılık da var. BFR‘dan farklı olarak, Virgin Galactic’in iki bileşenli sistemi, jet motorlu bir taşıyıcı uçak ve ona bağlanan roketli gemiden oluşuyor. Uçak belirli bir irtifaya ulaştıktan sonra gemi, uçaktan ayrılıp uzaya doğru fırlatılıyor.
İngiltere merkezli Reaction Engines şirketi ise pistten uzaya tek parça halinde yükselebilen bir araç tasarlıyor. Şirketin geliştirdiği hava beslemeli SABER motoru, saf roket gücüne veya Virgin Galactic’inki gibi jet motoru/roket hibritlerine alternatif olmayı hedefliyor. Bu teknoloji şu anda SpaceX’inki kadar somut değil ama başarıya ulaşırsa inanılmaz taşımacılık uygulamalarının yolunu açabilir.
1873’te Jules Verne, bir adamın 80 günde dünyayı dolaşma girişimini konu alan romanını yayımlamıştı. “Seksen Günde Devriâlem” fevkalade bir macera öyküsü ama yayımlanmasından bu yana yaşanan gelişmelerin yanında sönük kalıyor. O günden beri yerden gökyüzüne, sonra da uzaya yükselmeyi başardık. Teknolojideki şaşırtıcı gelişmeler böyle devam ederse 2023 yılına geldiğimizde “seksen dakikada devriâlem” bile hayal olmaktan çıkabilir.
Kaynak: How It Works