Roma lejyonları yüzlerce yıl boyunca dünyanın en iyi savaş gücü olmayı sürdürdü. Yetenekli lejyonerler Avrupa’nın büyük kısmını, Afrika’nın ve Küçük Asya’nın bazı bölgelerini fethettiler.
Roma İmparatorluğu gücünün zirvesindeyken ana taktik, düşmanlara pilum adlı mızrakları fırlatmaktı. Mızraklar ya düşmanı sakatlıyor ya da kalkanına saplanarak onu kullanılamaz hale getiriyordu. Sonra lejyonerler gladius adlı kısa kılıçlarını çekip düşmana saldırıyordu. Lejyonerler ilk başlarda zincir zırh giyiyordu ama daha sonra onun yerini lorica segmentata aldı. Üst üste binen bu metal şeritler zincir zırh kadar koruyucuydu ama askerlere daha fazla çeviklik sağlıyordu.
Lejyonerler kendi başlarına güçlü savaşçılar olmalarına rağmen lejyonların zekice stratejileri onları daha da güçlendiriyordu. Testudo düzeni ve balista gibi kuşatma silahları savaş alanında fark yaratıyor, bu sayede kendilerinden daha büyük düşman kuvvetlerini bile yenilgiye uğratıyorlardı. Roma lejyonları genellikle savaşa düşmanlarından daha hazırlıklı olurdu.
Düşman topraklarında kamp kurmak için yanlarında testere, ip, kazma, pişirme kabı ve erzak taşırlardı. İmparatorluğun ilerleyen zamanlarında imparatorluğun çevresinden gelen destek birlikleri de saflara katılınca Roma taktikleri ve zırhı değişti. Lejyoner olmak, imparatorlukta saygın bir kariyer sahibi olmak demekti ve muzaffer generaller Roma’ya dönünce geçit töreni yapılırdı.
Kaynak: How It Works