Sera etkisi Dünya‘daki yaşamın sürmesi için şart. Tıpkı cam bir seranın ışığın girmesine izin verip ısıyı hapsetmesi gibi, atmosferdeki yalıtkan gazlar da bizi uzayın ölümcül soğuğundan koruyor.
Ancak Sanayi Devrimi’nden bu yana insanlar atmosferin hassas dengesini bozdular. Fosil yakıtlar yandığında salınan karbondioksit (CO2) konsantrasyonları ve diğer “sera gazları” endişe verici bir hızla arttı. Bu gazlar Dünya‘nın etrafında kalın bir tabaka oluşturarak ısıyı hapsetmeye ve dünya genelinde sıcaklıkları artırmaya başladı.
Bazı yerlerde havanın ısınması hoş karşılanabilir ama “geri besleme döngüleri” yüksek sıcaklıkların etkilerini karmaşıklaştırıyor. Buharlaşmanın artması daha yoğun bir bulut örtüsüne yol açacak. Bulutlar güçlü yalıtkanlar oldukları için ısınma etkisini daha da artıracak.
Uzun süredir varlığını sürdüren “karbon yutakları” (CO2’yi atmosferden çeken kayalar ve okyanuslar) dengesiz hale gelip depoladıkları gazları salarak sorunu daha da büyütecek. Bilim insanlarına göre bu sorunun bir taşma noktası var: O sıcaklığı geçersek artık geri dönmek mümkün olmayacak. Sera etkisi sıcaklıkların yüzlerce dereceye çıkmasına neden olacak, okyanusları kaynatacak ve Dünya‘da yaşamayı imkansız hale getirecek.
Kaynak: How It Works