Sicim kuramı, elektronlar gibi temel parçacıkların titreşen enerji sicimlerinden oluştuğu düşüncesine verileri isim. Bir zamanlar temel parçacıkların mümkün olan en küçük şeyler olduğuna inanıyorduk ama sicim kuramı, etrafımızı kuşatan evreni oluşturan daha da küçük bir şey olduğunu öne sürüyor.
Standart Model şu anda evrendeki her şeyin işleyişini açıklamada kullandığımız model olsa da kuantum düzeyindeki şeylere baktığımızda yetersiz kalıyor. Kuantum düzeyiyse tuhaf etkileri gördüğümüz bir düzey; örneğin, parçacıkların aynı anda iki pozisyonda birden olması (yani süperpozisyon) ya da bilgiyi büyük mesafelerden paylaşabilmeleri (dolanıklık).
Sicimler zaman içinde hareket ettikçe bir boyutta farklı desenler (yani modlar) halinde titreşiyor. Bunların her biri de sicimin bir elektron, foton ya da başka şekilde görünmesine yol açıyor. Büyük ölçekte bu sicimler bize parçacık olarak görünüyor. Kimileri, sicim kuramının herkesin peşinde olduğu “her şeyin kuramı” olabileceğini söylüyor. Bu, aynı zamanda graviton adıyla bilinen iki kütle çekim parçacığının büyük ölçeklerde nasıl etkileşime girebildiğini açıklayabilen tek kuram.
Ama herkes sicim kuramına inanmıyor. Büyük problemlerden biri, kurama göre uzay zamanın bizim standart dört boyutumuza (üç uzay, bir zaman) ek olarak altı boyuta daha sahip olmasının gerekmesi; yani uzay-zaman en az on boyutlu olmalı. Bu altı boyutun çok küçük olduğu, o yüzden farkına bile varamadığımız söyleniyor.
Ayrıca kuramı kanıtlamak çok güç. Bu sicimleri gerçekten ölçemezken var olup olmadıklarını nasıl bilebiliriz? Yine de bilim camiası sicim kuramını tartışmayı sürdürüyor.
Kaynak: How It Works