Subrahmanyan Chandrasekhar 1910-1995 kimdir? Bu isim size hemen bir şey hatırlatıyor olmalı: Evet, ünlü Chandrasekhar limitinden söz ediyoruz. Bir beyaz cüce yıldızın maksimum kütlesini tanımlayan bu limiti keşfeden Hint asıllı Amerikalı bilim insanı, fizik bilimine bundan çok daha fazla katkıda bulundu.
Ekim 1910’da Hindistan’ın Pencap eyaletinde on çocuklu bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Subrahmanyan Chandrasekhar’ın yıldız astrofiziği kariyeri erken başladı. Ailesinde bir dizi akademisyen ve entelektüel bulunuyordu: Büyükbabası bir matematik profesörüydü. Babasının amcası ise ışığın saçılması üzerine yaptığı çalışmalarla 1930’da Nobel Fizik Ödülü’nü kazanan Sir Chandrasekhara Venkata Raman’dı. Adı, şimdi onun keşfettiği Raman Dağılımı olarak bilinen olguya verildi.
Chandrasekhar’ın fiziğe olan ilgisi, çocuklarında akademik uğraşları teşvik etmeye hevesli olan annesi sayesinde başladı. Cumhurbaşkanlığı Kolejine geçmeden önce, Güney Hindistan’daki en köklü ortaokullardan birinde, Chennai’deki Hindu Lisesinde eğitim gördü. “Compton Dağılımı ve Yeni İstatistikler” adlı ilk makalesini burada yazdı. Haziran 1930’da mezun oldu ve Temmuz ayında İngiltere, Cambridge Üniversitesi’nde okumak üzere burs kazandı. Burada astronomi alanında kendini göstermeye başladı.
Chandrasekhar, sistemlerle ve bilim insanlarının araştırmalarını yapılandırdıkları yöntemlerle ilgilenen biri olarak, son derece mantıklı zihnini birçok farklı alanda mevcut teorilere daha geniş bir tanım getirmeye çevirdi. Yüksek lisans eğitiminin son birkaç ayını Kopenhag’daki Kuramsal Fizik Enstitüsünde geçirmesini tavsiye eden büyük kuantum fizikçisi Paul Dirac ile çalıştı.
Chandrasekhar burada bir başka büyük 20. yüzyıl fizikçisi ile tanıştı: Niels Bohr. Bu noktaya geldiğinde, çalışmaları dikkatleri üzerine çekmiş ve ona birçok ödül kazandırmıştı. Cambridge’de bulunan Trinity College’da okumak için burs kazandı ancak burada Sir Arthur Eddington ile bir anlaşmazlık yaşadı. Eddington, Chandrasekhar’ın cüce yıldızlardaki bozulan fiziğe getirdiği matematiksel yoruma meydan okudu.
Bu, aslında kara delik teorisinin habercisiydi ancak o dönemde gülünç bir kavram olarak görüldü (daha sonra Chandrasekhar’ın tamamen haklı olduğu ortaya çıktı). Yaşadığı bu anlaşmazlık ve 1930’ların sonlarında Nazilerin Avrupa’ya yayılması birleşince, Chandrasekhar artık yurt dışında iş aramaya başladı ve Amerika’ya taşınmaya karar verdi.
1937’de, kariyerinin geri kalanını geçireceği Chicago Üniversitesi’nde yardımcı doçent olarak çalışmaya başladı. Burada, matematiksel hünerini 1940’ların başında yaşanan askeri geliştirmelerde kullandı ve nihayetinde dünyanın ilk atom silahlarının parçası olacak malzemelerin üretimine katkıda bulundu. II. Dünya Savaşı’nın ardından Amerikan vatandaşı oldu, fizik ve astronomiye önemli katkılarda bulunmaya devam etti.
1970’lerde kara delik teorisi üzerine çalışmalar yürüttü. Sonunda, “Kara Deliklerin Matematiksel Teorisi” başlıklı bir makale yayınladı. 1983 yılında, yani 50 yıl sonra, beyaz cüce yıldızların üst sınırı hakkındaki makalesi ona Fizikte Nobel Ödülü’nü kazandırdı ve Chandrasekhar – Eddington tartışmasından galip ayrıldı.
Chandrasekhar, Chicago kentinde 21 Ağustos 1955’te, 84 yaşında kalp krizinden hayatını kaybetti. Çalışmaları yıldız astrofiziğinin temel ilkelerini oluşturdu ve bugün yıldız evrimini ve yıldızların öldüklerinde ne olduğunu anlamanın merkezinde yer alıyor.
Kaynak: All About Space