Gizemli Patlama
30 Haziran 1908 sabahı, saat 7.15′te Rusya’nın Sibirya bölgesinde, Tunguska Nehri vadisi semalarında çok büyük bir patlama oldu. Nereden geldiği belli olmayan devasa, mavi, parlak bir topa benzeyen cisim aniden gökyüzünde, yere yakın bir yerde belirdi. Büyük bir toz kütlesi kaldırarak yükseldi ve infilak etti. İnsanoğlu o güne kadar böyle müthiş bir olaya tanık olmamıştı.Gerçekleşen bu dev patlama o kadar büyük ve dehşet vericiydi ki, kuzeydoğuya doğru uzanan ve 600 kilometreye yakın tayga ormanlarını dümdüz etmiştir. Bu alan yaklaşık olarak Lüksemburg ülkesi büyüklüğündedir.
[minima-related r=”1″ id=”” target=”1″]
Ormanlar kavrulmaya devam ederken, bu patlama dünyanın bütün noktalarından hissedilmiştir. Bu patlama, kuzey yarım kürede üç gece boyunca gecenin aydınlık kalmasını sağlarken NASA’nın açıklamalarına göre patlama dünyanın manyetik alanını etkilemiş ve de tüm dünyayı sallayan çok kuvvetli akustik ve sismik dalgalar etkilenmiştir.
Bu patlama dünyaya Hiroşima’ya atılan atom bombasının 1000 tanesinden çok daha fazla enerji yaydı. Fakat ortada bir ilginçlik ve gizem bulunmaktaydı. Patlama yaşanmıştı ama bölgede herhangi bir krater oluşmadı.
2,150 kilometre karelik alanda 80 milyon ağacı dümdüz eden patlama, 20’inci yüzyılın en büyük komplo teorilerinden birine kaynak oluşturmuştu. Bilim insanları, ünlü ‘Gizli Dosyolar’ dizisine bile konu olan patlamanın sırrını çözmek için, Tunguska bölgesine dağılan parçaları toplayarak analiz yapmanın en iyi çözüm olduğuna karar vermişti.
Araştırmalar patlamanın yaşandığı tarihten itibaren devam ederken, en son araştırmalar patlamaya bir kuyruklu yıldızın neden olduğunu göstermektedir.
[minima-related r=”1″ id=””]
Son Araştırmalara Dair:
♦ Rus Bilimler Akademisi üyesi Edward Drobyhevski, yaptığı araştırmalarla 1908’de patlamaya neden olan şeyin bir kuyruklu yıldız olduğunu söylemektedir. Edward’dan öncede birçok bilim adamının varsayımlarında patlamaya kuyruklu yıldızın neden olduğu söylenmiştir. Ama Edward diğer bilim adamlarından farklı olarak, bir kuyruklu yıldızın Dünya’nın atmosferine oldukça yakın ve neredeyse teğet bir şekilde geçerek dünyaya çarptığını ve bu nedenle de parçalandığını hesaplamıştır.
♦ Rusya Bilim Akademisi’nden Andrei E. Zlobin, 1988 yılında yerleşim alanlarından izole Tunguska bölgesinde yaptığı araştırmada, donmuş toprağı metrelerce kazarak 10 tane keşif çukuru açtı. Zlobin, her ne kadar 1908 yılındaki patlamanın izlerini taşıyan enkaz parçaları bulmasa da, aklına yeni bir fikir geldi.
Khushmo Nehri’nin tortusundan küçük taşlar toplayan Zlobin, Tunguska patlamasında ortaya çıktığını düşündüğü 100 örneğe ulaştı. Rus araştırmacı, 100 örnek arasından boyları 20-30 milimetre arasında değişen üç taş tespit etti. Taşlar, atmosferdeki yüksek ısıdan meydana gelen erimenin ve atmosferik gazların yüzeylerinde neden olduğu deliklere sahipti. Taşların geri kalanında ise büyük bir patlamanın izini taşıyan parçalanmalar yer alıyordu. Zlobin, incelemelerinin ardından, Tunguska’da bir kuyruklu yıldız mı yokda asteroit mi patladığına dair sonuca ulaştı:
“Taş meteoritler bulunması, Tunguska olayında bir kuyruklu yıldızın yer aldığını göz ardı edemez… Yarı üç boyutlu modelleme ardından, Tunguska’daki gök cisminin kütlesinin 0.6 g/cm3 olduğunu tespit ettik. Bu kütledeki kuyruklu yıldız çekirdeği, Halley kuyruklu yıldızının verileriyle uyum gösteriyor.”