Ortaya bundan yaklaşık 50 yıl önce çıkışından bu yana, uzay kıyafetleri de uzayın keşfindeki tutkumuzla paralel olarak evrimleşti. Sadece işlevsel bir moda ürünü olmayan uzay kıyafetinin asıl rolü, bir insan yolcu taşıyan kişisel bir uzay gemisi gibi davranmak.
Görevlerin farklı safhalarında farklı kıyafetler giyiliyor. Araç içi etkinlik (IVA) kıyafetleri, örneğin Rusların Sokol kıyafeti, fırlatma ve atmosfere giriş sırasında giyiliyor ve astronotları fırlatma sırasında kabinde ani basınç kaybı gibi acil durumlara karşı korumayı amaçlıyor. NASA da birçok Uzay Mekiği seferinde benzer tasarıma sahip olan Gelişmiş Mürettebat Kaçış Kıyafeti (ACES) adlı giysiyi kullandı. Bu, parlak turuncu kumaşı yüzünden “bal kabağı kıyafeti” olarak da biliniyor.
Boeing de NASA’yla ortaklaşa tasarladığı, astronotları UUİ’ye (Uluslararası Uzay istasyonu) ve diğer alçak dünya yörüngesine taşıyacak olan yeni CST-100 Starliner uzay aracı için bu tip bir IVA kıyafeti geliştiriyor. Çarpıcı mavi Boeing Yükseliş/Giriş Kıyafeti (AES), ACES’in daha fazla mobiliteye ve azaltılmış ağırlığa sahip geliştirilmiş bir versiyonu. Kıyafetin en çarpıcı özelliklerinden biri dâhili başlığı. Klasik, çıkarılabilir kask yerine Starliner’in başlığı hava geçirmez fermuarlı, basınçlı bir kapüşona benziyor.
Uzay kıyafeti yarışına katılan tek özel şirket Boeing değil. SpaceX, önümüzdeki yıllarda gerçekleşecek ilk insanlı Crew Dragon kapsülü için bir kıyafet geliştiriyor. SpaceX’in CEO’su Elon Musk, kıyafetin teknolojisi ve detayları konusunda gizemi canlı tutsa da 2017’de yayımlanan fotoğraflara bakarak mevcut IVA’lardan daha fazla mobiliteye, daha zarif hatlara sahip olduğunu söylemek mümkün.
Bir astronot için en önemli ikinci kıyafet ise uzay aracının dışına çıkarken giyilen araç dışı etkinlik (EVA) kıyafeti. Bu kıyafet, uzayın uç noktalardaki koşullarına karşı koruma sağlıyor. 18 Mart 1965’te dünyanın ilk uzay yürüyüşünü gerçekleştiren kozmonot Alexei Leonov ise IVA ve EVA kıyafetlerinin bir birleşimi olan Berkut kıyafetini giyiyordu.
Leonov döndüğü zaman sağladığı geribildirimle gelecek görevler için yeni kıyafetler tasarlanmasını sağladı. Aynı yılın Haziran ayında Ed White uzay yürüyüşü yapan ilk Amerikalı olduğunda üstünde Gemini G4C kıyafeti vardı. Bu kıyafetin, White’ı uzay aracına bağlayan upuzun bir bağı vardı. Aynı zamanda, astronotun kendini uzayda hareket ettirebilmesini sağlayan Elle Kullanılan Manevra Birimi (HHMU) adlı bir oksijen jet tabancasına sahipti.
White, yürüyüşü sırasında Gemini uzay aracının yaşam destek sistemine 7,6 metrelik bir göbek kordonuyla bağlıydı. Ancak bu düzenek, astronotun EVA (araç dışı aktivite) sırasında gidebileceği mesafeyi kısıtlıyordu.
Takip eden uzay kıyafeti tasarımları (örneğin Ay’a inişlerde kullanılan Apollo A7L kıyafetleri) daha mobil olmalarını sağlayan, sırt çantası biçiminde yaşam destek sistemleriyle donatıldı. Yeni ve geliştirilmiş kıyafetler oksijen sağlama, karbon dioksit süzme ve dâhili sıcaklık kontrolü gibi elzem işlevlerin yanı sıra astronotlara hareket serbestisi sağlıyor. Yaşamı sürdüren bu aksesuarlar, uzay kıyafeti tasarımcıların mükemmel kıyafeti hazırlarken dikkate almaları gereken sayısız etmenden sadece birkaçı.
EVA kıyafetlerinin rengi sandığınızdan daha önemli. Atmosfer olmadığından, doğrudan güneş ışığı alan yerlerde sıcaklık 120 derecenin üstüne çıkabilirken gölgede kalan yerler -150 derece civarında oluyor. Astronotları donmaktan ya da haşlanmaktan koruyan da kıyafetin rengi. Uzay kıyafetleri beyaz renkte çünkü ısıyı yansıtmakta en etkili renk bu.
EVA kıyafetinin bir başka amacı da, astronotu uzayın basınçsız ortamından korumak. Uzay kıyafetlerinde, akciğerlerin şişmesinin ve kan dolaşımının sürdürülebileceği, Dünya basıncının üçte biri basınç hedefleniyor. Bu da genelde kıyafetin içine gaz pompalayarak yapay bir atmosfer oluşturma yöntemiyle yapılıyor. Aynı konsept yüksek irtifa yada okyanus derinlikleri gibi basıncın uç noktalarda olduğu diğer ortamların kıyafetlerinde de kullanılıyor.
Gazla basınçlandırılmış kıyafetler şu anda uzay keşfinde standart olmuş durumda ama bu, tasarımın geliştirilemeyeceği anlamına gelmiyor. MIT’den Profesör Dava Newman’ın geliştirdiği BioSuit, vücuda sımsıkı oturan ve bu sayede, gazla basınçlandırmaya gerek bırakmayan bir kıyafet. Birçok EVA uzay kıyafetinin zaafı, astronotların hareketini kısıtlaması.
Newman’ın BioSuit’i, kumaşına dokunmuş biçim bellekli nikel- titanyum etkinleştirilince vücudu streç film gibi sarıyor. Alaşımın oluşturduğu sarmallar sıkılaştırılarak, astronotu hayatta tutmak için gereken basıncın atmosfer basıncıyla değil de doğrudan cilde uygulanan basınçla sağlanması mümkün oluyor. Uzay kıyafeti gezegensel keşfe uygun hale getirilebilirse mürettebat şu ankinden çok daha rahat hareket edebilecek.
BioSuit şu an geliştirilmekte olan nice kıyafetten yalnızca biri. NASA’nın 2030’larda Kızıl Gezegen’e insan gönderme hedefi, yepyeni bir uzay kıyafeti neslinin ortaya çıkışına yol açtı. 2014’te NASA, dayanıklı bir gezegensel EVA kıyafeti olarak tasarlanan, şu anki EMU’nun ve Z-1 prototipinin devamı niteliğindeki Z-2’nin tasarımlarını gösterdi.
Bunların arasında elektroışır kablolar ve geliştirilmiş botlar bulunuyor. Yürüme botlarına, astronotların Ay yüzeyini 1972’de son kez ziyaret edişinden bu yana gereksinim duyulmamıştı. Geleceğin astronotları, Mars’a ayak basarken ister SpaceX’in zarif tasarımını, ister BioSuit’i ya da Z-2’yi giysin, attıkları adım insanlık için yine bir dev teknolojik sıçrama olacak.
Kaynak: How It Works