Valentina Tereshkova, günün birinde tüm dünya tarafından tanınacağını ve yaptıklarıyla çığır açacak biri olacağını bilmiyordu. 6 Mart 1937’de Moskova’nın yaklaşık 270 kilometre uzağındaki Maslennikovo kasabasında doğmuştu. Ailesi Belarus göçmeniydi, annesi bir tekstil fabrikasında çalışıyordu, babası ise bir traktör sürücüsüydü. Maalesef babasını II. Dünya Savaşı’nda kaybetti. Tereshkova gençliğinde çok az eğitim aldı. Okula sekiz yaşında başladı, 16 yaşında ayrıldı ve annesinin çalıştığı tekstil fabrikasında çalışmaya başladı. Ancak, hayatını kazanmak için okulu bırakmış olmasına rağmen, eğitimini bir endüstri okulunun kurslarına katılarak devam ettirdi.
Annesi gibi, tüm hayatını aynı küçük kasabada bir tekstil işçisi olarak geçireceğini düşünüyordu, ancak ilginç hobilere ve ilgi alanlarına sahipti. Bu yönelim, önüne birçok fırsat çıkmasını sağlayacaktı. Genç yaştan beri paraşütçülüğe merak sarmış ve Yaroslavi Hava Sporları Kulübü’ne katılmıştı. İlk paraşüt atlayışını 22 yaşındayken gerçekleştirdi.
Sadece heyecanlı sporlardan hoşlanan biri değildi, aynı zamanda politikayla da ilgilenen bir entelektüeldi. Yerel Genç Komünistler Birliği’ne katıldı ve 1961’de sekreter oldu, arkasından da Sovyetler Birliği Komünist Partisi’ne katıldı. Tereshkova tekstil fabrikasına sıkışıp kalmak istemiyordu… Uçaklardan atlamak ve politik tartışmaların içinde olmak istiyordu. Daha sonra yapılan eleştirilerde ülkenin onu kendini iyi göstermek için bir kukla gibi kullandığı iddia edilse de, Tereshkova’nun genç yaştan itibaren gözünün yükseklerde olduğunu söylemek yanlış olmaz.
1961’de uzaya çıkan ilk insan olan Yuri Gagarin‘in uçuşu, Tereshkova’nın hayatını değiştirdi. Baş Sovyet roket mühendisi Sergei Korolev ilk insanı uzaya göndermişti, şimdi aynı başarıyı tekrarlamak, ancak bu sefer bir kadını uzaya göndermek istiyordu. Tereshkova hemen ilgilendi ve Sovyetler Birliği uzay programına başvurdu. Onunla beraber 400’den fazla kadın başvurmuştu, seçilen 4 kişi arasında Tereshkova da vardı. Paraşüt deneyimi ona büyük avantaj sağlamıştı. O zamana kadar 126 atlayış gerçekleştirmişti.
Başvuranların aynı zamanda 30 yaşının altında, 70 kilogramdan hafif, 170 santimetreden kısa olmaları gerekiyordu. Maslennikovoʻli genç kız, bunların hepsini karşılıyordu. Tereshkova’nın dünyası bir gecede değişti. Diğer üç kadınla beraber, 18 aylık bir eğitim programına girdi. Dördü de uzaya gitmek için yanıp tutuşuyordu, ancak hiçbiri pilot değildi.
Günümüzde uzay uçuşlarında mürettebatın her üyesinin farklı alanlarda uzmanlığı bulunuyor. Uzay yolculuğunun bu ilk dönemlerinde ise kozmonotların her şeyi bilmesi gerekiyordu. Tereshkova’nın sadece pilot değil, mühendis, doktor ve kılavuz olması da gerekiyordu, bu yüzden oldukça ağır bir eğitim sürecinden geçirildi. Ağırlıksız ortam ve santrifüj testlerine katıldı, roket teorisi ve uzay aracı mühendisliği dersleri aldı, MiG-15UTI savaş jetleri ile pilotluk eğitiminden geçti. Defalarca paraşütle atladı. Uzay yolculuğundaki yalnız ortama alışabilmesi için sessiz odada saatler geçirdi. Kadınlar bir taraftan da uzay yolculuğunun ağır koşullarına fiziksel olarak dayanabilecek durumda olduklarını garanti altına almak için sürekli muayene ediliyordu.
Aylar süren eğitimden sonra, Tereshkova artık hayallerini gerçekleştirmeye hazırdı. Aslında uzaya Vostok 5 ile gönderilmesi planlanmıştı. Arkasından arkadaşı Valentina Ponomaryova, Vostok 6 ile onu izleyecekti. Ancak planlar değişti. Vostok 5’in bir erkek kozmonotla gönderilmesi, arkasından da Tereshkova’nın Vostok 6 ile izlemesine karar verildi. Tereshkova sadece 26 yaşındaydı ve onca aday arasından uzaya çıkacak ilk kadın kozmonot olarak seçilmişti! 16 Haziran 1963 sabahı, Tereshkova kendini bu tarihi uçuş için hazırladı. Uzay elbisesini giydi, uzay aracına bindi ve burada iki saat süren geri sayımı bekledi. Ve sonunda, hırslı fabrika kızı uzaya gitmeyi başardı. Kodu, Chaika (martı) idi, tarihe geçtiği anda kutlama için bunu bağırarak söylemişti.
Görevi büyük bir başarı olmasına rağmen, Tereshkova hiç de rahat bir yolculuk yapmadı. Küçük uzay aracının içinde ciddi şekilde rahatsızlandı ve mide bulantısı geçirdi. Bulantının nedeni sarsıntılar değil, yolculuk için verilen yemeklerin çok kötü olmasıydı. Emniyet kemerini çözmemesi emredilmişti ancak bacaklarına kramp girdi, dahası sonradan söylediğine göre kaşıntı tutmuştu ve kaşıması mümkün değildi. Tüm bu zor koşullara rağmen uzayda üç gün geçirdi ve Dünya çevresinde 48 tur attı. Sadece bu uçuş süresi, şimdiye kadar uzaya çıkmış Amerikalı astronotların toplam uçuş süresinden fazlaydı.
Uzayda 70 saat geçiren bu görev, dışarıdan bakınca büyük bir bir başarı olarak görüldü. Ancak, birçok problem yaşanmıştı ve yasak olduğu için Tereshkova 40 yıl boyunca bu problemlerden söz etmedi. Uzay aracının navigasyon yazılımındaki bir hata, aracın Dünya‘dan uzaklaşmasına neden olmuştu. Küçük bir problem gibi görülse de, zamanında müdahale edilmediği taktirde Tereshkova’nın başı büyük derde girebilirdi. Becerikli kozmonot hatayı hemen fark etti ve raporladı. Sovyetler Birliği bilim insanları hemen yeni bir iniş algoritması geliştirdiler. Ancak iniş sırasında uzay aracından paraşütle atlayan Tereshkova büyük bir göle doğru inmekte olduğunu fark etti. Hasta ve yorgundu, bu yüzden kıyıya yüzecek enerjiyi bulamayacağını düşünüyordu.
Şans eseri güçlü bir rüzgâr onu gölden uzaklaştırdı, ancak yere çok sert indiği için biraz berelendi. Ama en azından, hayatta kalmıştı… Tereshkova yorgun ve yaralı olabilirdi, ancak kısa bir süre içinde Sovyetler Birliği milli kahramanı ilan edilince, tüm bunlar unutuldu. Lenin ve Altın Yıldız madalyalarını aldı. Bir gecede efsane olmuştu. Tereshkova başarısından çok memnundu, ancak Sovyetler Birliği’nin uzaya göndermek için neden onu seçtiği hep sorgulandı. Aslında Tereshkova politik açıdan mükemmel bir adaydı. Babası savaş kahramanıydı, proleter tabandan geliyordu, iyi bir öğrenci ve iyi bir işçiydi. Komünist rüyasının gerçek olmuş hali gibiydi. Sovyetler Birliği uzay programının baş tasarımcısı Sergei Korolev, diğer adaylar arasından ondan daha iyi hazırlanmış olanlar olsa da, Tereshkova’nın kitleleri etkileme yeteneği, sempatikliği ve iyi bir konuşmacı olması yüzünden seçildiğini kabul etti.
Tereshkova’yı merkeze alan tanıtım kampanyası da çok başarılı oldu. Bir anda dünyaca ünlü olmuştu. Kültür ataşesi olarak dünyayı gezdi ve konuşmalar yaptı. İlginç bir şekilde, ABD’de de çok ünlü oldu. Amerikalılar Soğuk Savaş sırasında Sovyetler Birliği kadınlarına ön yargıyla bakıyordu. Onlar, üzgün, yıpranmış, kötü giyinen, makyajsız dolaşan ve genellikle hükümet tarafından acı çektirilen insanlar olarak görülüyordu. Ancak Tereshkova’nın imajı bunun tam tersiydi. Bilim dünyasında başarılı bir kadındı.
Tereshkova ABD’de oldukça güçlü bir etki yaptı, kadın pilotların tam desteğini aldı ve başarılarını ilham kaynağı olarak kabul ettiler. Bu sırada, tutucu NASA ve ABD Hava Kuvvetleri üyeleri onu uzaya gönderilen şempanzelerle karşılaştırıyordu. Bir NASA sözcüsü uzaya kadın gönderme fikrinin bile midesini bulandırdığını söylemişti. Tereshkova’nın Amerika’da kadın imajını zorladığı sıralarda ülkede aslında dayanılmaz bir cinsiyet ayrımcılığı yaşanıyordu. Bir Amerikalı kadının uzaya gitmesi için daha 20 yıl beklenmesi gerekecekti.
Tereshkova bir daha hiçbir zaman uzaya gidemeyeceği gerçeği ile yüzleşmesine rağmen hayatını bir Sovyet ev kadını olarak geçirmeye niyetli değildi. Sovyetler Birliği’nin anayasa değişiklikleri için tek karar mekanizması olan en yüksek yasama organı Sovyetler Birliği Yüksek Sovyeti’ne girdi ve Zkukovsky Hava Kuvvetleri Akademisini bitirip kozmonot mühendis oldu. Ardından mühendislik doktorası yaptı. Komünist Partisi’nin önemli bir üyesiydi ve yurtdışındaki toplantılarda ülkesini temsil etti. Dünya Barış Konseyi üyeliği, Sovyetler Birliği Yüksek Sovyeti’nde delegelik ve prestijli ödüller de ardı ardına geldi.
Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra Tereshkova politik görevini kaybetti ancak efsanesi devam etti. Günümüzde batı dünyası tarafından adı pek hatırlanmıyor olsa da ülkesinde hala bir kahraman olarak kabul ediliyor. Onun üstünde sadece Yuri Gagarin ve Alexei Leonov var. Duma’ya seçildi ve hâlâ bu görevi sürdürüyor. 2008’de Olimpiyat meşalesini taşımıştı. 80. doğum gününde Vladimir Putin ile konutunda görüştü. İlerleyen yaşına rağmen maceracı ruhundan bir şey kaybetmediği görülüyor, zira son yaptığı konuşmalardan birinde, tek yönlü bir yolculuk olsa bile, Mars‘a gitmek istediğini söylemişti.
Kaynak: All About History