Yalan makinesi, 1920’lerin başından beri, insanların bir dizi soruya verdikleri fiziksel tepkileri ölçerek yalan söyleyip söylemediklerini değerlendirmek için kullanılıyor. Tansiyonun yükselmesi, solunum hızının ve terlemenin artması o kişinin yalan söylüyor olabileceğinin göstergeleri.
Poligraf (yalan makinesi) testi, yalan söylemenin yarattığı bu biyolojik sinyallerden faydalanarak gerçeği ortaya çıkarabilen bir yöntem. Görüşülen kişi bir dizi sensöre bağlanıyor ve bu sinyaller test sırasında kaydediliyor. Başlangıçta kişinin normal tansiyonunu, solunum hızını ve terleme oranını belirlemek için basit sorular soruluyor. Daha sonra kişiye, verdiği yanıtların gerçek mi yoksa yalan mı olduğunu değerlendirmeye yönelik sorular tekrar tekrar soruluyor.
Görüşmeyi yöneten kişi, sensörlerden gelen bilgileri izleyerek ani yükselişler olup olmadığına bakıyor. Böyle bir yükseliş, kişinin yalan söylüyor olabileceğinin işareti. Ancak bu yalan saptama yönteminin tamamen doğru sonuç vermesi mümkün değil ve meşruiyetiyle ilgili tartışmalar sürüyor. Yalan makinesinin önemli veriler toplayabileceğini kimse inkar etmiyor ama bu bilgilerin nasıl yorumlanacağı tartışma konusu.
Kablolara bağlanmış bir haldeyken birisi size soru sormaya başlarsa büyük ihtimalle terlersiniz. İşte poligrafların asıl sorunu da bu. Bu teste girmek bazı insanlarda öyle bir strese yol açıyor ki tansiyonları ve nefes alışverişleri tıpkı yalan söylüyormuş gibi yükseliyor. Benzer şekilde, bazı insanlar da vücutlarındaki bu değişimleri baskılayarak rahatça yalan söyleyebiliyor. Geçerliliği konusundaki bu şüpheler yüzünden çoğu ABD ve İngiliz mahkemesi, poligraf verilerini kanıt olarak kabul etmiyor. Poligrafın Türk hukukunda da yeri yok.
Yalan Makinesi Yalanı Nasıl Ortaya Çıkarıyor?
Sorgulama
Yalan olasılığını değerlendirmek için önceden belirlenmiş bir dizi soru sorulur. Sonra da verileri karşılaştırmak için kontrol soruları sorulur.
Solunum Hızı
Pnömograf denilen, havayla dolu iki tüp, solunum hızın ölçmek için görüşülen kişinin göğsüne bağlanır. Nefes alıp verirken göğüs genişler ve büzülür. Bu sırada tüplerdeki hava da yer değiştirir ve bu değişimler kaydedilir.
Terleme
Kişinin ter seviyesini izlemek için galvanik deri tepkisi (GSR) ölçülür. Parmak ucuna takılan sensörlerin elektriksel olarak ne kadar iletken oldukları kaydedilir. Terlemenin artması iletkenliği de artırır.
Tansiyon
Damarlardan akan kanın ses titreşimleri, bağlantılı tüplerdeki havayı yerinden oynatır. Bu değişiklikler transdüserler aracılığıyla elektrik sinyallerine dönüştürülür.
Kaynak: How It Works