Mostar köprüsü ; Bir Osmanlı eseri olarak 4 yüzyılı aşkın süre faaliyet gösterdikten sonra 1992-1995 yılları arasında Avrupa’nın ortasında meydana gelen etnisite savaşında 9 Kasım 1993 tarihinde Hırvatlar tarafından yıkılarak yok edilmeye çalışılan bir miras
Fatih Sultan Mehmed’in 1465 yılında fethettiği Bosna, Osmanlı’nın Balkanlarda 4 yüzyılı aşkın süre en önemli toprak parçası konumundaydı. Bu önemi sadece coğrafi olarak bulunduğu konumdan öte İskan politikaları neticesinde aynı dine mensup olduğu insanlara haiz olmasından ileri geliyordu. İlk dönemlerinde genişlemeyi ağırlıklı olarak balkanlarda gösteren Osmanlı’nın şüphesiz mimari eserlerinin eşsiz örnekleri bu bölgelerde de bulunmaktaydı.
Bosna’nın alınışından 1 yüzyıl sonra Kanuni’nin emriyle Mimar Sinan’ın çırağı Mimar Hayreddin tarafından yapılan[1566-67] bu köprü şehre adını vererek bir köprüden öte bir şehir oluşmasını sağladı. Yüzyıllardan beri seyyahların ve araştırmacıların ilgisini çeken köprüye 1658 yılında uğrayan uğrayan Fransız seyyahı A. Poullet bu köprünün inşasının mukayese kabul etmez bir cüret eseri olduğunu, Venedik’te bir mimari harikası sayılan Rialto Köprüsü’nden daha geniş yapıldığını söylemektedir.
Osmanlı’nın balkanlardan çekilmesiyle ilk önce Avusrutya-Macaristan ve daha sonra Yugoslavya devletleri bu bölgede hakim oldu. Avrupa’nın göbeği diyebileceğimiz bu bölge 1992-1995 arasında dünyanın gözü önünde bir iç savaşa sahne oldu. Savaşan tarafların birbirlerini bitirme olarak adlandırdığı bu olayda şüphesiz ki Batı’nın uyguladığı ayrımcılık vardı ve Boşnak tarafı bu ayrımcılığın negatif tarafını gördü.
Boşnak-Hırvat-Sırp taraflarının bağımsızlık için verdiği bu savaşta Hırvatların bu köprüyü yıkarak, Osmanlı’nın genelde ise İslam’ı mirasını yıkarak bir ruhun yıkılmasını istediler. Balkanlar üzerine yaptığı etkili çalışmalarla bilinen Ekrem Hakkı Ayverdi’nin köprü hakkındaki; “Bu köprü mimari dehanın terkibiyle taştan yapılmış değil de muhayyilenin cisim halini almasıyla meydana gelmiş gibi efsanevi bir mana ve ruh kazanmıştır” düşüncesi ise bu ‘ruh’ durumu özetler mahiyettedir.
Bunun farkında olan Hırvat General Praljak’ın emriyle iki gün bombardımana tutulan köprü 9 Kasım 1993 tarihinde dayanamayarak Neretva nehrinin sularına gömüldü. Bu insanlık ayıbı şüphesiz ne Boşnakları Avrupa’dan atabildi ne de Osmanlı mirası’nı yıkabildi. Türkiye’nin de yardımlarıyla tekrar yapılarak 2004 yılında açılan köprü, bir sene sonra Dünya Unesco Kültür Mirası’na alındı.
Kaynak
-Muhammed Aruçi, Mostar Köprüsü, Diyanet İslam Ansiklopedisi, Ankara,1999
-Filiz Mehmetoğlu, Evliya Çelebi’nin Mostarı, Türk-İslam Medeniyet Akademik Araştırmalar Dergisi sayı 6, 2011
-Halide Sert, Mostar Köprüsü
-Yapı Dergisi, Mostar Köprüsü, sayı, 274