Yıldızla gezegen arasındaki ana fark, oluşma biçimlerindendir. Yıldızlar, kütle çekim kuvveti yüzünden içe çöken büyük gaz bulutlarından oluşur. Bu, dönen bir küre oluşturur, o da döndükçe etrafındaki buluttan daha fazla gaz çeker ve merkezdeki gazlar sıkışır. Bu kadar yoğun bir sıkışma, nükleer tepkimeyi tetikleyerek yıldızı tutuşturur ve yıldız ışığı olarak gördüğümüz enerjinin açığa çıkmasını sağlar.
Yıldızın oluşması için belli bir kütle gerekir. Kütle yetersizse, kütle çekimi, gazı yeterince sıkıştıramaz ve ışık üretmek için gereken nükleer tepkimeleri başlatamaz. Kütlesi Güneş kütlesinin % 8’inden daha küçük olan gazlı nesnelere “başarısız yıldız” ya da kahverengi cüce dendiğini duymuş olabilirsiniz. Kütle bu değerin altındaysa karşımızdaki bir gaz gezegeni demektir.
Yıldızlar gibi, gezegenler de bir buluttan çektikleri maddeyle oluşurlar ama bu sefer gaz, doğrudan buluttan gelmez. Onun yerine, gezegenler maddeyi yeni doğmuş yıldızları çevreleyen gaz ve toz diskinden toplar. O yüzden de çoğu gezegen, yıldızların yörüngesinde döner. Gerçi bir gezegenin, sisteminin dışına atılması da mümkün!
Kahverengi Cüceler Kovulmuş Gezegen Olabilir Mi?
Gökbilimciler, kahverengi cücelerin başarısız yıldız değil de, sistemlerinden atılmış gezegenler olma olasılığını tartışıyor. Gezegenler bir diskten oluştuysa kendilerinin bir diski olmaması gerektiği düşünülüyor. Oysa kahverengi cüce adayları yer ve uzay teleskoplarıyla incelendiğinde, çoğu durumda saptanan sinyaller, genç yıldızlarınkine benziyor. Yani kahverengi cücelerin de diski olabilir ve oluşumları da gezegen değil, yıldız gibi.
Kaynak: How It Works