Eğlenirken nasıl oluyor da zaman su gibi akıp geçiyor? Zamanı Nasıl Algılıyoruz?
Otobüs beklerken ne kadar süreyle durakta dikildiğinizi aşağı yukarı tahmin edebilirsiniz. Zamanı takip edebilme yeteneğimiz, müzik aleti çalmaktan sohbetlerimizi sürdürmeye dek günlük yaşamın hemen her alanında önem taşıyor.
Duşta çok fazla kaldığınızı söyleyen içsel alarmınız, iki nöral saatle desteklenen bir tür geçici işlem sayesinde çalışıyor. Araştırmacılar eskiden sezgisel zaman tutma yeteneğimizin sadece beynin striatum denilen bölgesinden geldiğini düşünüyorlardı. Araştırmalar, insanlar zamanı düşündüklerinde bu bölgenin etkinleştiğini gösteriyor. Ayrıca, Parkinson hastalığı striatumu bozduğu için, Parkinson hastaları zamanı algılamakta zorlanabiliyor.
Bilim insanlarının tahminlerine göre striatum, bir saatin tik taklarına benzer şekilde sürekli olarak aktivite sinyalleri oluşturuyor. Ancak son araştırmalar, striatumda kaç etkinlik sinyali oluştuğunu hatırlamak için beynimizin hipokampustan da yararlandığını gösteriyor. Böylece zamanın ilerlediğinin farkında oluyoruz. Buna
“aralık sayacı kuramı” deniyor ve bu kuram, saniyeden saate uzanan zaman aralıklarını bilinçsiz bir şekilde nasıl anlayabildiğimizi açıklıyor.
Arkadaşlarınızla geçirdiğiniz zamanın, ödev veya işle uğraşırken geçen zamandan çok daha hızlı geçtiğini fark etmişsinizdir. Sinirbilimciler bunun nedenini keşfetti: Bir faaliyete kendinizi kaptırıp zamanı kafaya takmadığınızda, beyniniz striatumun etkinlik sinyallerini kaydetmeyi bırakıyor. Bu durumda beyin, dahili saatine daha az “tik tak” gönderiyor ve daha az zaman geçtiğini sanıyorsunuz.
Öte yandan, zamanın daha aktif olarak farkında olduğunuz durumlarda (örn. randevuya geç kalan birini beklerken) kendinizi kaptıracağınız pek bir şey olmadığı için aklınız her tik takı saymaya başlıyor. Böylece zaman daha yavaş akıyormuş gibi geliyor. Bu yüzden, zaman geçmek bilmiyor gibi geldiğinde iç saatinizin dikkatini dağıtmak için zamanı düşünmemeye çalışın.
Beyninizin Dahili Saati
Aralık sayacı kuramı, beyninizin nörolojik bir metronom gibi zamanı nasıl izlediğini açıklıyor.
Sayaç Başlıyor
Yaklaşık süresini bildiğimiz bir olayın (örn. su ısıtıcıda suyu kaynatmanın üç dakika sürmesi) başında bir başlat sinyali gönderiliyor.
Senkronizasyon
Bu sinyal, genellikle farklı hızlarda ateşlenen kortikal sinir hücrelerini tetikleyerek kısa bir süreliğine aynı anda ateşlenmelerini sağlıyor . Daha sonra orijinal ateşlenme hızlarına dönüyorlar ama hepsi aynı anda başladığı için etkinlikleri belirli bir modeli izliyor.
Dopamin
Dikensi nöronlar denilen bir beyin hücresi türü, kortikal nöronların etkinliğini izleyerek ateşleme modellerinin kaç kez tekrarlandığını takip ediyor. Olay sona erdiğinde (örn. su ısıtıcıdaki su kaynadığında) striatuma dopamin patlamalar gönderiliyor.
Hafıza
Dopamin salınımı, dikensi nöronların, kortikal nöronların o olay sırasındaki ateşlenme modelini hafızaya almasını sağlıyor. Hafızanızda o olay için bir çeşit “zaman damgası” oluşuyor. Araştırmalar, farklı zaman aralıkları için benzersiz anılara sahip olduğumuzu gösteriyor.
Zaman Doldu
Dikensi nöronlar artık bu zaman aralıklarını “öğrendi”. Kortikal ateşleme hızlarını izleyebilir, belirli bir olayın bittiğini gösteren zaman damgasını hafızanızdakiyle eşleştirebilirler. Bu gerçekleştiğinde striatum, beynin hafıza ve karar almayla ilgili diğer bölgelerine sinyaller gönderir ve size içsel bir “Zaman doldu!” uyarısı verir.
Kaynak: How It Works